Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı.
Gördükleri rü'ya,ezeli bahçedir aşka;
Hayat, mayat diyorlar
Benim gözüm mayat'ta.
Hayatin eksiği var:
Hayat eksik hayatta.
Takınsam, kanat, manat;
Devamını Oku
Benim gözüm mayat'ta.
Hayatin eksiği var:
Hayat eksik hayatta.
Takınsam, kanat, manat;
“OKUYAN NE ALAKA OLDUĞUNU ANLAR”
Halalc-ı MANSUR: Ene'l-Hakk
'Hak'tan gayrı değilim.'
'Ben Hak'tan ibaretim'
…………………………..
Allahu Teâlâ:
- “Ben bir kulumu seversem, onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı, söyleyen dili ben olurum. Benden ne isterse onu veririm.” (Gunyetü't-Talîbin, Sayfa: 1048; Sahih-i Buhari Tecrîd-i Sarih, Cild 12, Hadîs No: 2042; Berika, Cild 1, Sayfa: 313; Ramuzu'l-Ehadis, Hadîs No: 4094)
“Ben yerlere göklere sığmadım. Mü'min kulumun kalbine sığdım.” (Mevahib-i Ledünniyye, Cild 1, Sayfa: 447)
“İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan,
Bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan.”
”VAY ZINDIK VAY!.. BEN İLAHIM, NASIL DERSİN?”
“HAYDİ EY AHALİ!.. DERİSİİNİ YÜZELİM!...”
Şiirin tamamına bakmadan, koskoca 44 beyitten (88 dize), sadece bir dizeyi alıp değerlendirmek!...
Eh dostlar, bir rüya aleminde buluyor şair kendini, vuslatın derinliklerinde kayboldukça. Ezeli aşk bahçesinde, yıldızları gözlerinde görüyor maşukunun… Ezeli ve ebedi olan da Allah değil mi?..
Mucizeleri gerçekleştirecekler de malumunuz olsa gerek.
İnasanın yaratılış sırrı da bir damlada saklı değil mi? Allah her türlü nimetini kullarına vermemiş mi?.. (Tabii ki helal olanını da söylemiş.)
Şair bu mükemmel şiirinde, adeta kelimelerden, hecelerden, seslerden oluşan bu şiirsel musikiyi hissettirmiş, bu muhteşem şiirinde insani dugularını insanca anlatmış, müstehcene kaçmadan, edebi bir şekilde ifade etmiş… Eee, daha hâla neden eleştirilir ki?
Yahya Kemal’den böyle bir dize beklemezdim, demek ne derece doğru olur?..
Büyük şair kardeşim, kim ne derse desin çok büyük bir şairimiz.
Edebiyatımızın zirvesi…
Herkese saygılar.
İ L G İ L İ L E R İ N . D İ K K Â T İ N E !..
ŞİİRİN ASLI BUDUR:
Vuslat
Bir uykuyu cânanla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbâlini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamânı,
Görmezler, ufuklarda şafak söktüğü ânı.
Gördükleri ru'ya,ezelî bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgârı başka.
Bülbülden o eğlencede feryâd işitilmez;
Gül solmayı,meh-tâb azalıp bitmeği bilmez…
Gök kubbesi, her lâhza bütün gözlere mâvi…
Zenginler, o cennette, fakirlerle müsâvi.
Sevdaları, hülyâlı havuzlarda serinler;
Sonsuz gibi, bir fıskiye âhengini dinler.
Bir rûh, o derin bahçede bir def'a yaşarsa,
Boynunda onun kolları,koynunda o varsa,
Dalmışsa,onun saçlarının râyihasıyle,
Sevmekteki efsûnu duyar her nefesiyle;
Yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mu'cize hâlinde, o gözlerdedir artık.
Kanmaz en uzun bûseye, öptükçe susuzdur.
Zirâ, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
İnsan, ne yaratmışsa, yaratmıştır o tuzdan…
Bir sır gibidir, az çok, ilâh olduğumuzdan!
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler,
Bir gün nereden, hangi tesâdüfle gelirler?
Aşk, onları sevk ettiği günlerde, kaderden,
Rüzgâr gibi bir şevk alı, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o;
Âlemde bir akşam, ne semâvi koşudur o!
Dört atlı o gerdûne gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki rûh, ufku görürler daha engin.
Simâları, gittikçe, parıldar bu zaferle;
Gök, her tarafından donanır meş'alelerle!..
Bir uykuyu cânanla berâber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar,
Dünyâyı unutmuş bulunurken o sularda
_Zâlim saat, ihmâl edilen vakti çalar da_
Bir ân uyanırlarsa leziz uykularından,
Baştan başa her yer kesilir, kapkara zindân.
Bir faciadır böyle bir âlemde uyanmak…
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak…
Ey, tâli’! Ölümden de beterdir bu karanlık!..
Ey, aşk! O gönüller sana mâl oldular artık…
Ey, vuslat! O âşıkları efsûnuna râm et!
Ey, tatlı ve ulvî gece! Yıllarca devam et…
(Kendi Gökkubbemiz)
Yahya Kemal Beyatlı
Kaynak: Kenan AKYÜZ’ün, Batı Tesirinde Türk Şiiri Antolojisi…
Aruzla yazıldığı için mutlaka şiirin aslının asılması gerekmektedir.
İ Y İ . Y I L L A R !..
Onur BİLGE
Usta şair, anlatım yanlışını bile hakkıyla yapıyor:'Uyumak eylemi geçişsizdir,malum nesne almaz;şair, 'uykuyu uyumak' sözüyle uyumak eylemine nesne getiriyor.'ONU UYUMAK,UYKUYU UYUMAK söylemi yanlıştır.Bu tür kullanımları ÖSS ' de anlatım yanlışı sayıyoruz;ama burada sırıtmıyor;çünkü şair dile hükmetmeyi biliyor,bir gramer yanlışını orijinal bir söyleme dönüştürebiliyor.Nur içinde yat büyük üstad.
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar
hüzne müptela bir vaslile doğrulurlar rüyadan..
@..
evet; bir gecenin saadetinde duyulan sevinçlerin bitme kaygısı; şaiirin içine işlemiş ,sonrada satırlarında inşa etmiş hissiyatını şiiri boyutsal olarak ele aldığımızda işlenmek istenen konun derinliği bir hayli yorucu ve zaman zaman ızdırap verici olabilir.maddenin dışına doğru hareket edip uzaklaştıkca görsel algılamaların azaldığı bir durum hasıl olur'ki buda dizelerin bütünlüğünü bozan mana dışı ses didişmelerinin yansımalarını şiire düşürebilir...şairin şiirleri ve hayatı arasındaki ilintinin yazımlarına düşürdüğü gölgenin içinde acı ve keder işlenmektedir. fakat bu duygular daha sığdır ve kaygı ile izole olmuştur. daha derin acıların toplumun içinde varlık sürdüğü o yıllarda; güzel gecelerin ,yıldızın ,mehtabın ve kızıl şarabın, kristal ışıklarının gözleri amalaştırdığı efsunlu ninniler; şairin hayatında bir hayli yer tutmuş, şiir örmecesini bu ışıkların altında yazmıştır. saygılar herkese
'Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et! '
saygı ile anıyorum..
günün şiirini kutluyorum. giz bahçesinde açan çiçek gibi.
Tezatlarla dolu bir şiir!
Herkesin az çok (Haşa)ilah(!) olduğundan dem vurmuş şair. Bu ne gaf? Kainatta kaç tane İlah-ı hakiki var ki? Bir tek İlah var var O, da Allah(cc)tır! Bu işin azı, çoğu olur mu? Bir varlık ya beşerdir veyahut, İlahtır! Bunun ortası olur mu? Yarı tanrıcılık(!)ilkel dinlerde vardı! İslam böyle bir saçmalığa ancak Şirk ismini verir!
'Bir gün nereden, hangi tesadüfle gelirler'
'Aşk onları sevk ettiği günlerde, kaderden'
İlk mısrada tesadüf(!)den bahsediyor, İkinci mısrada, Kaderin sevk ettiğini söylüyor!
Bir şeyi tesadüflere hamletmek en büyük gaf ve cehalettir! Zira Kainatta tesadüfe tesadüf edilemez! Şair burada ne ayzık ki o gaf'ı bilerek veya bilmeyerek irtikap etmiş. Arkasından da, sevkleri kaderin yaptığını itiraf etmiş! Bir insan kadere ya inanır veyahut onu inkar eder. Bu tarzda bir inanç keşmekeşi fazlaca garip düşmüş!
Bir kısım yanlışlara Onur Bilge hanım temas etmiş, belki daha eleştirilecek çok mevzu var ama, onları da diğer şuurlu şairlere bırakalım.
Herkese hayırlı çalışmalar.
Mef'ûlü / mefâ'îlü / mefâ'îlü / fe'ûlün
Ahmet Altan'ın yazdıklarına ilham kaynağı olan bir şiir ki o bu bahçeleri, çeşitlerini ve sahiplerini uzun uzun anlatmıştır.
Bu şiire gönül gözüyle bakmaya gerek yok ki! Beden gözüyle bakmak yeter. Nedeni, bedeni ön plana çıkarmış olması...
Erotizm yüklü, fakat biraz üstü kapalı bir anlatım...
Kendine mal etmemiş. Utanmış olsa gerek ki ortadan demiş diyeceğini. O devir öyle gerektirdiği için... Duygular saklı, arzular gizli... Şiirlerse, şairi ters yüz eden, içini dışına çeviren, iliğine kemiğine kadar ne varsa ortaya çıkaran, tüm saklısının gizlisinin röntgenini gösteren eserlerdir.
Edebiyatın edeple alakasının en güzel şekilde sergilendiği bu şiir, ustası tarafından çok güzel bir örnek olarak yazılıp ölümsüzleştirilmiş.
(Yaratmak Allah'a mahsustur. İlahlık da sadece O'na... Bu konuda da haddi aşmamak gerekirdi.)
Nice güzel şiirlere...
Onur BİLGE
Her şairin içeriğinde buluşmaya can atacağı çok güzel bir şiir. Üstadımıza derin saygı..S. Kurula teşekkür..
Bu şiir ile ilgili 51 tane yorum bulunmakta