I.
dört mevsim iz bıraktı mürekkepte,
istanbul serabı giz akıttı düşlere,
visali meçhul bir gönül ülkesinde
bekleyenim karanfil tutuşturmuş ellerle...
bu şehrin göklerinden eksik olmadı gözyaşı
hiçbir an,
soluksuz hıçkırıklar miras bıraktı
tepelerini tir tir titreten
bir hicran...
II.
hangi efsanevi vuslatın patikası,
mütevazi yokuştur;
hangi umudun gölgesinde ışıldayan
şiddetli arzunun sonu,
sükut ile yokoluştur.
hangi gündüz ruhun sinesinde
geceden daha hararetli bir yakıştır
ve hangi ses martıların şarkısından daha canlı
leyla yağmurunu andıran bir yakarıştır...
söyle bana çöl gülü
hangi çığlık kar tepelerinde,
suskunluğum kadar dingin bir haykırıştır...
III.
gözleri taş kuyularda uyandım aşka
ve hiç tırmanmadım bir karış aydınlık için
ters dikilmiş kulelerin ağzına;
arzın öbür ucunda beklendiğim zannıyla,
dipsizliğe giden girdaplara
indirdim aklı firari küreğimi,
toprak kokusunda buldum
çamurlanmamış avuçlarım misli yüreğini...
Kayıt Tarihi : 27.7.2004 22:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)