Vuslat (Altınçağ Öğretileri)
“Evrensel eşit insan”a doğru giderken!
Yoldaşım, seni her şeyden fazla seviyorum; kendim kadar seviyorum!
Gel, ne olursan ol!
An’a verilen kadar alınır.
Kişi istenmediği yerde olmamalı!
Sen beni istediğin sürece ben seninleyim!
Hükmedemeyiz birbirimize ama sevdiğimiz için, sevginin hatırı için sözümüzü karşılıklı dinleriz!
Denge!
Sevgide de denge olmalı!
Aşka düşüp inlemek yerine sevgiyi sonsuz yaşamak gerek!
Aşktaki yakıcılık, yıkıcılık; karşılık beklentisinin eseridir!
Taşkınlık etmeden sevgiyi; sınırsız, dengeli yaşamak gerek!
Aşk’a kapılmadan, kıskançlığa düşmeden, kine kapılmadan, hırsa kapılmadan; garazsız, sade sevgiyi bulmalıyız!
Bu ancak imanla oluyor!
İnanmalısınız kendinize, sevginize, sınırsızlığa!
Benden sana yansıyan, senden bana yansıyan sevgi O’ndandır! Seni seviyorum. Demek kendini sevmektir. Kendini sevmek O’nu sevmektir! İlahi sevgi budur! Tek bedende, “Ben” iki gönül cem etmektir! Hatta tüm gönülleri cem etmektir!
Ölüm hakiki vuslattır!
Ölmeden önce ölünüz!
Yani ölmeden vuslata eriniz!
Sevgide karşılık beklemek, istemek sevgiye ipotek koymaktır. Bekleme, ver; al!
Kıskançlık yetersizlikten kaynaklanır! Sevgisine güvenmeyen kıskançlık eder! Kıskanan kaybeder!
Kin ve hırsla maksadına saldıran, maksadına kavuşamaz!
Ben hakiki manada seviyor isem sevdiğimi benden kimse alamaz!
Ben nasıl seviyorsam O’nu başkası da sevebilir! Sevecektir!
Herkes nasibi kadar sevecektir!
Kabiliyeti kadar verecek, kabiliyeti kadar alacaktır!
Bu “An” da olacaktır!
Geçmişin sıkıntıları, geleceğin endişesi; insanı andan uzaklaştırır!
Geçmişe saplanıp kalmak, geleceğe dair beklentide olmak yersizdir!
Evrende olumsuzluk aslen yok! Kişi kendi kıskançlıkları, hırsları, beklentileri ile kendini sınırladığı için olumsuzlukları kendine çeker! Her şeyin güzel yanına talip olmak gerek! Güzellik, tercihe görecelidir! Tercih ettiğim güzeldir, tercih etmediğim başkasına güzel gelebilir! Bunun bana bir zararı da faydası da yoktur. İşleyiş güzeldir! Ben kendi tercihime bakarım. Başkasının tercihine sınır koyamam, ya da karışamam. Bana zararı olmadığı sürece. Sen beni seviyorsun diye ben seni sevmek durumunda olmadığım gibi ben seni seviyorum diye sen de beni sevmek zorunda değilsin.
Ha ben seni seviyorsam bundan sana ne?
Beni seviyorsan bundan bana ne?
Sevgi başa kakılmaz!
Sevgi verilir sadece, karşılık gelirse ne ala, gelmez ise sevgi kesilmez!
Saygı esastır!
Seviyorum diye bana saygısızlık etmene müsaade etmem!
Beni seviyorsun diye bana saygısızlık etmene de müsaade etmem!
Sen de etme!
Benim sevgime de sadece ben karar veririm! Kimseye bu konuda söz düşmez!
Denge!
Sevdiğime fırsat veririm, defalarca! Ama bana saygısızlığına müsaade vermem! Beni sevgisiyle ya da sevgimle ezmesine müsaade vermem. Aşkta bunlar karışır! Bu nedenle aşıklar birbirinden devamlı yakınır. Ya da aşık, maşuktan yakınır durur!
Sevgi olmadan da marifet açığa çıkmaz!
Sevgi karşılıklı olduğu için insanlar debeleniyor!
Mihir, neyin karşılığı?
Bilezik, takı neyin karşılığı?
İki kişi arasındaki bir sevgi paylaşımında toplumun rolü ne? Ya da ne işi var iki kişinin arasında duranların? Gelenekler, görenekler bunlar iki kişinin tercihinde nerede durmalı? Nikah, kime karşı bir sorumluluk? İki kişi arasında olması gereken bir anlaşmanın gereksiz taraflarının aradan çıkartması gerekmiyor mu? İki kişi paylaşımı bıraktığında, aralarındaki bağı sonlandırdığında mahkemelerde ne işi var? Başkaları mı belirleyecek onların arasındaki sevgiyi? Kim kime “Nikah” sorabilir? Kimin haddine? Ne adına insanlar tercihlerinden topluma hesap veriyor? Hesap soranlar kendi gizli kabahatlerinin hesabını veriyor mu da başkalarını araştırıyorlar? Bu araştırma hakkını kim verdi, onlara?
Sevgi, ticari bir alış-veriş değil ki!
“Bugün Ahmet Benim, ama dünkü Ahmet değil” Mevlana
O halde ben “An” da Ahmet’im.
Sonrası için kimseye bir garanti veremem ki!
Şimdi ne verirsem onu alın! Geleceğe dair, kendime bile söz veremem!
Sevginin yazılı anlaşması mı olurmuş?
Sevginin karşılığında mal veya para veya mihir alınır mı?
Bu ticaret mi?
Bana iyi davranır, sevgi verirsen; ben de sana iyi davranıp, sevgi verebilirim! Ama ne sen bana iyi davranıp sevgi vermek zorundasın, ne de ben sana karşı böyle bir mecburiyette değilim. Seviyorsam, veririm; ister al, ister alma! Benden fazla bir şey bekleme, ne verirsen o kadar dahi bekleme. Belki fazlasını veririm, beni sınırlama!
Ben, O’ndan başka kimseye muhtaç değilim! Sen de değilsin! Birbirimize ihtiyacımız sadece O’nun sevgisini açığa çıkarmak içindir! Sende de bende de aslen O’nun sevgisi var. Kimse kesesinden bir şeyler çıkarmıyor zaten!
Kimse başkasının sevgisi veya sevgisizliğinin kuklası olmasın! Başkasının sevgisine talip olmak adına kukla olmasın! Başkasının sevgisizliğinden de endişe edip boşuna debelenmesin!
Kimsenin mutluluğu bir başkasına bağlı değil. Hepimizin mutluluğu O’na bağlı!
Sen kendi “Doğru”larını yaşa!
Ben de kendi “Doğru”larımı yaşıyorum!
İkimizin “Doğru”ları aynı mı? İşte harika, bu nedenle seviyorum ya seni?
Sana kötü davrananlar yüzünden kendini kötü hissetmene gerek yok!
Sana iyi davrananlara da bir borcun olamaz! İyi davranış kişiye kazandırır! Kötü davranış da kaybettirir! Ama sen iyi davran! Kazanırsın! Kötü davrananı da kendi haline bırak! Onların kötü enerjisini alma sakın! Onlara kızma ki sana yapışmasın o kötü sinyaller! Müsaade et de anlasın, o da anlasın!
Karga gibi her boka burnunu daldırma! Çok gezen pabuç bok getirir! Elbet deneyimle öğrenilir ama her bok da denenmez! Sınırsızlık bu değildir; sınırsızlık, insanın potansiyelinin sınırsız olduğunu bilmektir! Her şeyle oyalanmak da sınır koyar insana. Çünkü kıymetli vakti alır, hatta geri dönülmez yollara girenler potansiyeldekini de kaptırıp iflas eder! İşte bakın bu her şeye el uzatmak, sonuçta insana sınır oldu, görün! Potansiyelde olana sınır koymak olmaz ama saçma sapan şeylerle gereksiz oyalanmak da gerekmez! Neyin saçma neyin güzel olduğunu sadece ve sadece kendi vicdanınla karar ver. Birileri sana öğretti diye onların öğretileriyle yol alma! Vicdan eğer baskılanmaz ise öğretilerle kısıtlanmaz, örtülmez ise gerçekten insanı yanıltmaz! Vicdan O’ndandır! Vicdan “Ben”dir! Kendine güven! Hataların çoğu öğretilerden kaynaklıdır! Bebekler saftır, öğretilerle kirlenir onların zihinleri!
Biliyorum, kimseyi incitmek istemiyorsun, kimse de seni incitmesin istiyorsun! İşte sır burada, o halde beklentisiz ol! Yani kimseyi incitmemeye çalış seni incitenlerle de oyalanma! Onların sana ektikleri kin, kıskançlık, hırslara kapılma! Kimseye borcun yok! Unutma!
Bilgi paylaşan yanıma gelsin, bilgiçlik taslayan benden uzak dursun. Ezberlediği eski öğretilerin de turşusunu kursun! Bilgi paylaşınca çoğalır, ezber eski kalıplar ise bilgiyi daraltır!
Son tahlilde; yoldaşım, seni seviyorum! Benimle mutluysan, yolumuz açık olsun. Değilsen seninde benim de yolum açık olsun! Yani Ortak sevinçlerimiz ve ortak sevgimizle yol alabiliriz! Ne sen bana sorumlusun ne de ben sana! Biz sadece kendimize karşı sorumluyuz. Ben kendime söz verdim seni seviyorum, seninle yola devam edebilirim. Sen de kendine söz vermişsen devam ederiz. Ben sana söz veremem ama sen de bana söz verme!
Şimdilik,
Selametle;
Ahmet Bektaş
Ahmet BektaşKayıt Tarihi : 18.11.2013 14:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
; yoldaşım, seni seviyorum! Benimle mutluysan, yolumuz açık olsun. Değilsen seninde benim de yolum açık olsun! Yani Ortak sevinçlerimiz ve ortak sevgimizle yol alabiliriz! Ne sen bana sorumlusun ne de ben sana! Biz sadece kendimize karşı sorumluyuz. Ben kendime söz verdim seni seviyorum, seninle yola devam edebilirim. Sen de kendine söz vermişsen devam ederiz. Ben sana söz veremem ama sen de bana söz verme!
![Ahmet Bektaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/11/18/vuslat-altincag-ogretileri-yazim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!