YOL VE YOLCU...
(VUSLAT)
Durdurun şu yolcuyu, sorun onun nesi var,
Heybesi boş mu, geçer de, ne sermayesi var,
Görünen o ki, her şeyde de, ziyadesi var,
Velakin, cismine müsemma, bir künyesi yok...
Çekmiş el ayağın, gidiyor tek başına,
Veda etmiş, eş, dost, iyal ve Can kardaşına,
Haberi yok gittiğinden, musalla taşına,
Dünya onun olsa da, artık bir manası yok...
Hayatın çemberinden, hep geçe geçe gelmiş,
Hem de içinden kendini, seçe seçe gelmiş.
Haberi yok bir hiçten, bir başka hiçe gelmiş,
Gideceği yer ve o yerin, esamesi yok...
Ruh yalnız, âlem yalnız, keza bedende yalnız,
Getiren de yalnız, O'na götüren de yalnız,
Kendinden meçhul, arkadaşlık eden de yalnız,
Bilmiyor ki bu hayatın, bir efsanesi yok...
Varınca kandilsiz, kimsesiz, karanlık köşke
Ne olur yanına bir fiske, alsaydın keşke,
Orda hayat başka, olanlar daha da başka,
Heyhat, onunla gelenlerin, bir tanesi yok...
Sanmaki, toprağa yaslanıp, yan geleceksin,
Ama alış artık, orda yalnız kalacaksın,
İmânın yoldaşın, onunla bir olacaksın,
Maalesef, bu yolun sonu ve mesafesi yok...
Kapandı tüm kapılar dönüşü yok bu yolun
Artık yolcususun çıkışı başka bu yolun,
Yıkılma sakın, akışı bambaşka bu yolun,
Anla artık ey nefs, bak, dünün bir tanesi yok...
Saim Kaya
08.04.19
Kayıt Tarihi : 19.11.2019 17:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!