O çatak bakışların,o füsunkar yüzün,
İnan ki; Ab-ı hayat gibi gönlümde saklı.
“Nerden geliyor,senden mi bu hüzün? ”
Bir sırmış meğersem, sırrı ölümde saklı,
Bilmek kabil olmadı...
Çalıyordu dinmez şevkiyle ölüm marşı,
Hayalin girdi, başında börkle düşüme.
Bir istek duydum o anda ölüme karşı.
Aldım elime hançeri vurdum döşüme,
Ölmek kabil olmadı...
Bir yanda, vecd halinde ölüm marşı çaldı...
Bir yanda sen vardın, dün geceki rüyamda...
Bakışların gönlümü dertten derde saldı,
Kalbime ok vurdun...Dün geceki rüyamda,
Gülmek kabil olmadı....
Kanatlanıp birden, yanımdan uzaklaştın;
Sende ardımdan, oyalanmadan gel,dedin...
Bir melek gibi uçarak, bir yüce dağ aştın...
Ferhat'da delmiş bir zaman, sende del, dedin...
Gelmek kabil olmadı...
Rüyamda, sırrını bilmek kabil olmadı..
O yüzden, ölmek istedimde ölemedim...
Bir lahzada olsa, gülmek kabil olmadı,
Ferhat gibi yüce dağları delemedim,
Yanına gelemedim..
Uyanınca anladım.. Sırrın vuslatmış;
Vuslatımız için sadece ölmem gerek..
Ölüm bir dağmış, nicesi bunu tatmış...
Benimde yanına varmam için gülerek,
O dağı delmem gerek...
Kayıt Tarihi : 26.2.2011 23:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!