-VUSLAT-
Ne bu ağıt figan, ne bu gözyaşı,
Hangi âşık ermiş, söyle vuslata,
Yaktılar-astılar, tuttular taşa.
Vuslata ermeyen, bir tek sen misin?
Yoksa âşıklıkta, taze-bön mü sün?
Gözlerinde ağıt, elinde mendil,
Aşk yaşı kurumaz, gece-gündüz sil.
Ölümde kurtarmaz, bunu böyle bil,
Vuslata ermeyen, bir tek sen misin?
Yoksa âşıklıkta, taze-bön mü sün?
Kerem’le-Ferhat’ı, nasıl unuttun,
Şirin gibi tas-tas, ağu mı yuttun?
Aslı gibi, canı oda mı attın?
Vuslata ermeyen, bir tek sen misin?
Yoksa âşıklıkta, taze-bön mü sün?
Dara mı çektiler, Pir sultan gibi?
Canını mı aldı, hınzırın biri?
Yusuf’a layık mı, kuyunun dibi?
Vuslata ermeyen, bir tek sen misin?
Yoksa âşıklıkta, taze-bön mü sün?
Vuslat bulmayanın, sanma bu tümü,
Rızaoğlu, kimi söylesin kimi.
Mutlu yaşa, sağlık varsa her günü,
Vuslata ermeyen, bir tek sen misin?
Yoksa âşıklıkta, taze-bön mü sün?
-14- EYLÜL- 2009-
*FAHRİ BULUT RIZAOĞLUM
Kayıt Tarihi : 14.9.2009 12:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dara mı çektiler, Pir sultan gibi? Canını mı aldı, hınzırın biri? Yusuf’a layık mı, kuyunun dibi? Vuslata ermeyen, bir tek sen misin? Yoksa âşıklıkta, taze-bön mü sün?
TÜM YORUMLAR (1)