Vuruldum prangaya…
Karışık rüzgârların uğultusu, dokunuyor tenime…
Titreme geliyor bir an, kaskatı bir yalnızlığa,
İçimde sızlıyor, duygularım donup kalıyor,
Ruhum bir kafeste mahkûm, özgür değil…
Yüreğim işkence odasında, yıpranıyor sevdikçe,
Umudun ıslığı çalmıyor, kulaklarım duymuyor,
Dudaklarıma bir söz takılı, çözülmüyor şifresi,
Ve ben hayatın başka koyunda, seyrediyorum çöl denizini …
Güneşin kızgın ateşinde, yanıyor bedenim,
Ayaklarım taşımaz oldu, hayatın diyetini,
Ellerim kaldırmaz yaralı, küçük bir çiçeği,
Ağırlığım beni yordu, toprağın çekiminde…
Dostlarım bu bir hazin, son çırpınış canımın,
Uzakların rüzgârıyla gelen, son nefes alışım,
Boğulan ömrümün, son dağa tırmanışı,
Kuşbakışı gözlerimin, bir kanatta uçuşu…
Sevmek çok zor, bileği büken zaman tünelinde,
Yarasanın çığlığını, duyar gibi hislerim,
Açılır bir karanlık, gömülür varlığım,
Penceresiz zindanlarda, vuruldum prangaya…
Oktay ÇEKAL
21.01.2012-00.52
Kayıt Tarihi : 30.1.2012 22:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!