Vur Yüreğim Kendini Yalnızlıklara

git yüreğim git
sabahına alacasına vur kendini
özlemin ateş olsun tan vakti
gün doğumunda buza kesen çiğ taneleri tutuşsun
tutuşsun yalnızlıkta açan krizantem çiçekleri

git yüreğim git
hazan düşsün özlemin köz bakışlı yüreğine
kurusun ilkbaharın yeşilinde yaşam pınarın
kızıl saçlın ağlasın ağıt yaksın
gözlerinde donup kalmış hasret türküsüne

git yüreğim git
bakir sevdaların doğduğu zakkum yeşili bozkırlarda
ihanetin prangaları kırılsın
emeğin alınteri kurusun
zamansız gidişlerin acısı sinsin sağır yüreklere

vur yüreğim vur
vur kendini bıçak sırtı kayalıklara
bir kum tanesinin gülüşünde erisin ürkekliğin
peşin sıra dizilsin martıların titrek haykırışları
sonsuzluğun mavisine savrulsun küllerin
yağmur sonrası toprak kokusunda
teninin soğukluğu karışsın yosun tutmuş gül yaprağına

git yüreğim git
firari sevdaların mateme çalan türküsüne kurşun yağsın
hüzün bürüsün hercai bir menekşenin yağmura bezenen hasreti
akışları durulsun azgın çağlayanların
dinsin salkım söğütlerin yekpare sesi

git yüreğim git
bırak kendini sel taşkını nehirlerin akışına
çamura sinmiş gül dudaklar söylesin dağların isyanını

git yüreğim git
vur kendini bıçak sırtı kayalıklara
deniz dalgalarının gelgitlerinde çoğalsın yalnızlığın
kızıl saçlın ağlasın ağıt yaksın soğukluğunun ardı sıra

aralık 2000
mersin