VUR, VURABİLDİĞİN KADAR
Sözlerim anlaşılmazsa
Sor, sorabildiğin kadar
Yüzüme yalanım varsa
Vur, vurabildiğin kadar
Hakka alıştır dilleri
Duaya kaldır elleri
Gül bahçesinden gülleri
Der, derebildiğin kadar
Cihat sönmüşse kanında
Kılıç pas tutar kınında
Haksızlığın karşısında
Dur, durabildiğin kadar
Yüce dağın bitmez karı
Bak, nasıl çalışır arı?
Tın, tın eden insanları
Yer, yerebildiğin kadar
Kur’an uyarır kaç kere
“Ümitsiz olma” boş yere
Hoş dilinle gönüllere
Gir, girebildiğin kadar
Şundan bundan ayırmayıp
“Bizden” diye kayırmayıp
Kardeşini kucaklayıp
Sar, sarabildiğin kadar
Hiç bakmaz mısın semaya;
Yıldıza, güneşe, aya…
Hisse düşmüyorsa paya
Ür, ürebildiğin kadar
Tutun erenlere, pirlere
Bulaştırılma kirlere
Kibrin yüzünü yerlere
Sür, sürebildiğin kadar
Süre başlar doğduğun an
Emanettir sende bu can
Dostlara; gönül sofrandan
Ser, serebildiğin kadar
Halil, çek salâvatını
Unutma tabut atını
Bildiğinin zekâtını
Ver, verebildiğin kadar.
20.05.2015 / 10:20
Halil ManuşKayıt Tarihi : 5.6.2015 20:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!