ne geceymiş be kararmadı işte
sımsıkı kapattım gözkapaklarımı
duyuyorum gözlerini
dört artı bir duvar göğsümde
kaybolmuyorsun...
Kırıp kuru dallarını
Kıyıp aşağıya doğru bakan yapraklarına
Sonra neyse istediğin
En mahrem yerinden bırakmamın sebebi
seyretmek isteyişimden senin büyümeni
asık suratlı bir İstanbul sabahıydı bakışların
İstanbul kadar riyakar onun kadar yalancıydın
gözlerinin içi akıyordu beynime
hipnoz edilmiş bir ruh hastasıydım artık
ağzından çıkacak kördüğümleri çözmeye hazır bir asker
silahına söz geçiremeyen bir komutan
Yine gün geceye yenik düştü
şehir kara zindan ve artık herkes tek başına
bu şehrin karanlığı bir başka olur
her odada ayrı batar güneş
biten güne ağıtlar yakılır sessizce
gidenlerin ismi geçer gözler önünden
Saksıda değil dağda yetişir çile çiçekleri
Bülent Ecevit
ve bir güvercin konuyor tepesine
hüzünlü çiçeğin
hiç bir şiirin gerçek aşkı anlatamayacağını bilecek kadar şair
pamuk yüzünü düşündükçe gülümseyecek kadar
çocuk olduğum bir sabahtan yazıyorum sana...
önce için sallanır aniden
organlar saklambaç oynamış da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!