Ellerinde kan gülleri açıyordu,
Küçük Japon kızının.
Elleri yoktu ki...
O, Hiroşimada çekik gözlü bir Japon kızı!
O, kalbimde kanayan büyük bir yara;
Tamı tamına 59 yıldır! ..
Kırılmış aynaların ardında ellerin
Gün doğumundan gelme zamansız gülüşlerin
Suyun toprağa verdiği candan öte varlığın
Anlamsızlıkların anlam buluşu ellerinde
Emelsizliğim ümitsizliğim
Sarmış dört bir yanımı gözlerin
Mavi badanalı, mavi pencereli, mavi kapılı bir ev
İçinde karanlık suratlı bir kadın!
Etrafında özgürlüğe adanmış çocuklar
Yıkık, viran bir şehir gibi gözüküyordu
Uzaktan bakınca...
İçinde mavi olmasaydı!
Zamansız gelir ölüm
Bir gece ansızın çekip gidersin
Sabahı, güneşi, insanları bir daha göremezsin
Göremezsin sefaleletini insanların
Seni kurban eden insanlara
Söyleyecek sözün yok mu ÇİĞDEM! !
Bir gece çektin gittin bu diyardan
Geride bir yıldızlar kaldı
Bir de içimdeki derin mavilik
Sensizlik, koyu karanlık bir gece
İçimde sabahlara hasret bir çocuk!
Hiç yazmak istemediğim
Bir şiir bu ama...
Neşeden eser kalmamış uyanışlarıma,
Çare olsun diye yazıyorum!
Bir yılan soğukluğundaydı gözleri
Bir parça ateş ardım gözlerinin içinde!
Sevmeyi bilmiyoruz
Çünkü hiç öğretmediler!
Severken bile uzağız.
Ama kaybedince yari
Her zamankinden daha yakınız
Gözlerine!
Bak gene yazıyorum
Yazmak için bir sebebim olmamalı diyorum bazen kendime
Ama olmuyor!
Uslanmaz bir şizofrenim ben!
Bir zamanlar AŞK için yazacaksın deseler
Güler geçerdim.
Seni hiç unutmadım,
Köşe başında oturmuş yara bandı satan kadın.
Sende kalan bir yaram vardı…
Ellerinle sarmıştın yaramı,
Seni hiç unutmadım.
Yaralara merhem olmaya çalışan kadın;
Ne kadar çok özledim sana sarılmayı
Ama, ben hiç sarılamadım ki sana!
Bülbülün güle şarkılar söylediğini görürüm de,
Dert düşer içime
Sanki hiç yokmuş gibi...
Deryasında yüzerim dertlerin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!