kuralları bilinen, blöfe ya da reste
dayanmayan oyunlara gebeyimdir…
talih oyunlarının kaderiyeciliği,
zeka oyunlarının taktikler bütünü, stratejisi
yoktur, oynadığım oyunun…
sıkılmış da sayılırım esasında…
karşı binamda merhabalarıma bile
pas vermeyen, kimi kimsesi olmayan
Melis vardır…
bildim bileli de küs olduğu
kardeşi Ece’yi saymazsak…
Melis, her gün düzenli yedi gibi uyanır,
penceresinin önündeki çiçekleri sulardı…
mekanı tasarruf etme
kudretinden yoksun oluşuydu, kırgınlığım…
Melis’in yüzü dışında
vücudunu görmeme
izin vermiyordu, balkona değil de pencere
önüne dizdiği çiçekler…
bütün umursamaz, lakayt tavırlarına aldırmadan,
beni beğenebileceğine ihtimal verdiğim,
saç, kıyafet hatta uzağımda olmasına rağmen
parfümü sıkarken, onun cevaplamasını beklediğim
soruları hazırlıyordum…
hedef tahtasına yerleştirilmiş siyasetçiye
soru soracak gazeteci titizliği ile…
şaşırtmamıştı Melis, yine cevapsız bırakmıştı
tuzak sorularımı…
Melis’in içeri girmesi sonrası kardeşi
Ece belirdi, üst kattaki penceresinden…
Melis ile olan küslüğünde sorgusuz sualsiz onu
suçlu buluyordum…
Ece’ye olan nefretimin tek sebebiydi…
küs olmasalardı aramı yapabilirdi,
belki de Melis’i elde etmem de hiç faydasının
dokunmuyor olmasına kızıyordum…
nafile çabaladığımı hatırlatmaları, acımasızca
gerçekleri yüzeme çarpması sinirlerimi alt üst ediyordu…
erkeklik dürtüleriyle hareket ediyor olmam,
vicdanımı rahatsız ediyordu…
ilk de değildi ece ile birlikte olmalarım,
Melis’i düşündüğüm de daha romantik,
Ece olduğu aklıma geldiğinde, sert geçiyordu dakikalar…
Melis’e olan sevgim, erkeklik duygularıma karşı bir defa
daha yenilmişti…
suçluydum, yargılanacaktım…
mahkemeler kurulmayacaktı belki ama
vicdanıma karşı, avukatsız, gerekçeler yazmam gerekmez miydi?
Ece’nin ilişki sonra yaktığı sigarayı
evimde içmesine izin vermiyordum…
Ece, sert davranmama kızmış olmalıydı…
zira her ilişki sonrası Melis pencereye dikilir
ve zarf atmalarımı yine cevapsız bırakırdı…
oyunun temel ve basit ve değiştirilemez
kuralı, normu, yasasıydı bizim için…
oyunu Melis başlatmıştı,
alakamı test etmek için hayali kardeşi
Ece’yi de oynuyordu, üst penceresinden…
küslükleri, iki karaktere ayna anda
hayat hakkı tanıyamıyor oluşundandı…
hayali kardeşi Ece ile birlikte olmama kızgınlığı,
Melis’in canımı yakmaları ile ödediğim bedeldi…
hiçbir şeyin farkında değilim sanıyor, olmasına
üzülüyorum…
biliyorum, desem büyüsü bozulur mu, yaşananların?
oyundan çıkarırlar mı beni?
biletim yanar mı?
Kayıt Tarihi : 16.11.2020 01:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!