Kayboluşlar başlar sonbaharda.
Dinmeyen sızılarıyla kıvranan bir hasta misali
mevsim geçişleri sürer, sancılı..
Hastalık hastası bir kız camdan bakar
öyle arap filan da değildir oysa..
ki olsa da kim takar..
Boyun eğmiş kediler, rüzgarın sükut vermediği caddelerde
fink atmaya cesaret edemez bu mevsimde..
Son eskiciler geçer sokaklar kararırken..
Çınlatır sesleri, bir siren gibi caddeyi sarar;
Deler geçer korunaklı pencereleri..
Yaşantıdır bu, evine ekmek alamaz;
çaresizce aranır kimileri..
Sonra, bir adam çıkar uzun perdeli pencereye..
Elinde bir viski, üzerinde ezberlediği rahat geceliği..
Yaslanır ardından toprak rengi koltuğuna..
Bir klasik kondurur gecenin ortasına..
Orada ne eskici vardır ne de sokak kedileri,
Ne de ekmek derdine düşenin çaresizliği..
Kapar gözlerini usulca, midesinde tokluğu
aç nefsinin..
Seslenir ardından ince belli sevgilisi;
''ahh sonbahar ne de güzelsin..''
Ardından sevişir birkaç güvercin derin terasın kuytusunda..
Ve sarar gece birden tüm evreni,
hepimizi eşit sarar;
kimini bir sokak ortasında,
kiminiyse eşsiz bir sarayda..
Kayıt Tarihi : 15.11.2012 21:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!