Vicdani Red Yazıları Şiiri - Şair Berzan

Şair Berzan
72

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Vicdani Red Yazıları

Son yıllarda yurdumda (yurdum? kötü oldum kelimeyi yazarken) kendimi yeniyetmeliğimin şahaserlerinden ‘Marathon Man’deki Yaşlı Kadın gibi hissediyorum ikide birde.
Çok yaşlı, çok zayıf, yorgun, Bastonlu Kadın; Uruguay’laştırılmış bir ülkede,kalabalık mı kalabalık bir caddede yürürken, karşıdan gelmekte olan Nazi Doktor’u görür. Gençliğinde Kamp’ta ona eziyetlerin en akla gelmeyeceklerini yaşatmış, binlerce hısmını/akrabasını/eşini/dostunu işkencelerden geçirerek öldürmüş olan Nazi Doktor’u.
Filmde Laurence Olivier’nin olanca ince soğukluğuyla canlandırdığı Nazi Dişçi, Nazi Almanyası’nın ünlü doktoru Joseph Mengele’den ilhamla yaratılmıştır.

Karşısında yıllar sonra işkencecisini gören yaşlı, güçsüz ve yalnız kadın. Bağırarak herkese gösterir “İşte o! Bu, o! O, o! O! O! O! ”

Kalabalığın içinde hiç kimse çaresizliğinden çırpınan yaşlı kadını kaale almaz. Duymaz. Aldırış etmez. O ise kafesinin parmaklıklarına çarparak çırpınan küçücük bir kuş gibi, son gücüyle binlerce insanın ölümüne neden olmuş Nazi’yi göstermeye çalışır. “Bu O! O! O! Mengele! ”

“23 Ekim 2002’de 9.5 aydır süren askerlik görevini bırakarak vicdani reddini açıklayan ve hakkında ‘emre itaatsizlik ve halkı askerlikten soğutmak’ suçlamasıyla açılan davada beraat eden Mehmet Bal, 8 Haziran Pazar günü Arnavutköy sahilinde sivil polislerce gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.” (Bawer Çakır’ın haberi-BİANET)

Mehmet Bal’ın kız arkadaşıyla birlikte Arnavutköy’de oturduğunu, kukla yaptıklarını (evet, kukla yapıyorlarmış) takma bir isimle 1 Kitap Eki’ne kitap eleştirileri yazdığını biliyordum. Ama hiç tanışmadım. Konuşmadım. Yüzünü görmedim.

Ben kızımla sahilde yürüyor olsaydım, 2 Sivil Polis bir arabadan inseydi, “GBT yapılmadan kimliğine bakılarak, 2. Motorlu Askeri İnzibat Karakol Bölük Komutanlığı’na” GÖZLERİMİN ÖNÜNDE götürülseydi Mehmet Bal, BEN NE YAPACAKTIM?

Benim ve kızımın gözlerinin önünde; yıllardır bir Araf’ta: Askeri Birlik-Mahkeme-Cezaevi Üçgeni’nde yaşamak zorunda bırakılan; hayat sahibi olmasına, vicdani
redci olmasına, bir insan olarak anti-militarist olma insanlık hakkını kullanmasına izin verilmeyen Mehmet Bal, alınıp götürülseydi Arnavutköy’de gözlerimin önünde NE YAPACAKTIM?

Yaşlı Yahudi Kadın gibi bağırmaya mı başlayacaktım? Parmağımla onları işaret ederek?
Mehmet Bal’ı götürmemelerini, buna haklarının olmadığını haykırarak sesimi kimseye duyuramadan, orda, kızımın gözlerinin önünde, yurdumda, Yürek Sahibi 1 Evladımızın bu muameleye tâbi tutulmasının çok büyük bir haksızlık olduğunu, çok büyük bir insafsızlık olduğunu, bu hakkın Bu Demokrasi’de tanınmış olmamasının çok büyük bir ayıp olduğunu-
Bağırabilecek miydim kızımın gözlerinin önünde? Yoksa ayağımı kaldırıma mı çarpacaktım? Başımı iskelenin duvarlarına mı vuracaktım? Utancımdan kendimi mi yaralayacaktım? Kendimi mi kanatacaktım?

Ne yapacaktım 2 Sivil Polis benim gözlerimin önünde alıp götürseydi çocuğu, Mehmet Bal’ı?
“Gözaltı sebebi, götürüldüğü Hasdal Askeri Mahkemesi tarafından, Adana Askeri Mahkemesi’nde devam etmekte olan ‘emre itaatsizlikte ısrar’ ve ‘firar’ suçlamalarını içeren duruşmalarına katılmaması ve hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılması olarak açıklanan Bal’ın 8 Haziran Gecesi, önce Gayrettepe Asayiş Müdürlüğü’ne, oradan Şişli Etfal Hastanesi’ne ve son olarak Beşiktaş Jandarma İnzibat Karakolu’na götürüldüğü, bu karakolda bütün gece nöbetçi askerlerin küfür, taciz ve kötü muamelesine maruz kaldığı ve şiddet gördüğü ifade edildi.”

Mehmet Bal’ın en koyusundan 1 Türk Faşisti olarak başlayan hayatı, Askeri Hapishane’ye konulan bir vicdani redciyi dövmesi, sonra onunla konuşup değişmesi, ömründe hiç kitap okumamışken, tüm klasikleri devirmesiyle; Mehmet Bal’ın şurdan oraya gitmiş cesur hayatı.

Mehmet Bal’ın hayatı, bir yıl hapis cezasının üstüne beş ay hapis cezası daha ‘yiyen’ Halil Savda’nın hayatı, Osman Ülke’nin, Mehmet Tarhan’ın hayatı film yapılmadığı sürece; bu insanların, militarizmi ‘genetik özellik’, adam öldürmeyi ‘vatani vazife’, her Türk’ün
‘asker doğmasını’ olası ve hatta ‘şahane’ varsayanların pompalama ideolojik kuşatmasında, Bu Kahramanlarımız’ın hakları teslim edilmediği sürece- Buraları ‘insan’ olmayacak. Demokrasi HİÇ olmayacak. HİÇBİR ŞEY OLMAYACAK! HİÇ 1. Fason Yurt. Yalan Topraklar. Yalanlardan Yaşayanlar.

“Bal’ın ertesi gün görüştürüldüğü avukatlarına verdiği bilgiye göre evrak hazırlıkları sırasında verilen kâğıtları imzalamadığı ve isminin üzerindeki ‘Ulaştırma Er’ ibaresinin üzerini çizdiği için, imzası yerine zorla parmak izi alındı.

Tuvalete gitmesine izin verilmeyen Bal, saatlerce bekletildi ve kendisine uzun süre su verilmedi. Sabaha karşı 3 sularında askerlerden biri hücreye girip Bal’ın kafasına,
yüzüne, göğsüne yumruklar atıldı.” (Yine BİANET: hep ve tek)

Kızımın gözlerinin önünde, Mehmet Bal’ı sahilde, oracıktan alıp götermeniz gerçeğiyle yaşatıldığım Bu Ülke’de; o acıyı, o utancı, o mahçubiyeti bana yaşatmanız yerine-
Buyrun: beni de içeri götürebilirsiniz. Bu yazıyla. Bir diğeriyle.

Burası ‘dışarsı’ değil zira. Burası böyle ihtimallerin, baskınların, eziyetlerin vatanı.
“Gerekçesi ne olursa olsun, vicdanım ve iradem dışında bana askeri veya sivil, yerel veya evrensel, hiçbir kişi, kurum veya yapının dayatacağı hiçbir edimi yerine getirmeyeceğim.”
Mehmet Bal’ın vicdani reddini açıklama sözleri.

Cesaret, yurdunun iyiliğini isteme, insanlık hakkına sahip çıkma yürekliliği, hakikisi,
böyle bir şey- değil mi?

Şair Berzan
Kayıt Tarihi : 16.6.2008 14:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Oğul Gençay
    Oğul Gençay

    *
    Önemli Not :

    İşbu yazının kaynağı ''www.hayvanozgurlugu.com'' isimli sitenin forum sayfalarındadır.
    Söz konusu yazının altında yazarlarını ve kaynaklarını belirtmiş olmama rağmen ya sistem, ya da sayfa editörleri tarafından belirttiğim kaynaklar silinmiştir... / Suçlunun(!) hangisi olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok.../ Bu boktan durumun neden olduğundan ve de nereden kaynaklandığından da...
    Velhasıl-ı kelâm, durup dururken adımızı hırsıza çıkaracak olması ihtimalinden dahi korktuğum bu durumu ''Yetkili Şair'' olmadığım için düzeltme şansımın da olmamasından dolayı (maalesef) bu yorum kutusu altından yapıyorum...
    Yapıyorum; çünki yanlış anlaşılmalara mahal vermemesi adına bu uyarıyı yapmak durumundaydım... //

    İzanınıza...
    Dostlukla...


    Dip Not : Söz konusu yazılara ve tüm kaynaklara yukarıda verdiğim linkten ulaşılabilir.../



    B E R Z A N




    *

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Şair Berzan