Şimdi yanımda olsan ve baksam gözlerine,
Tutsam ellerini ve o an dursa dünya,
Geçmese yıllar, değişmese mevsimler, bitmese günler,
Bir daha kavuşamasa akrep ile yelkovan,
Dursun zaman, dursun o an,
Ellerim ellerine kavuştuğu zaman,
Aşkın şarabından içti içeli
Divane oldu gönül kendinden geçti
Söz dinlemez pervasız
Bir mecnun misali yollara düştü.
Hasretinden yandı, yaktı cürmünü
Vatan borcu ödenecek, terki diyar eyleyerek.
Anadan, babadan, ah! yardan geçilerek,
Deniz aşırı sevdalar içini kemirecek
Küçük bir ada da hep onu düşünerek.
Seni sevmek ne demek sevgili?
Sırrına ermek gibi tüm kainatın,
Her şey senmiş, sen her şeymişsin gibi,
Seni sevmek, yok olmak senin varlığında,
Ve yeniden doğmak tek bir vücutta.
Sen gülünce açar cümle çiçek, gül.
Çiçeklerin en güzeli, en görkemlisi gül.
Bülbülü aşık edip öldüren de gül.
Gülüm diye sevdiğim, goncam da gül.
Karanlık yollar geçmekte sonu görünmeyen,
Her adımda daha da derinleşen,
Kırık bir kalbin parçalarıyla keskinleşen.
Karanlık yollar geçmekte fark ettirmeden.
Kanar yürüdükçe ayakların,
Bir rüya gördüm onun olmadığı,
Mahşer yeri gibi ve bir o kadar yalnız,
Bir rüya gördüm güneşin doğmadığı,
Kör bir adamın gözleriyle baktığı.
Yalnız... Karanlık... Onsuz...
Yine bir aşkla koyuldum seni yazmaya.
Ağaçlarla, kuşlarla... havayla, suyla... tüm doğayla beraber.
Hepsi hayranlıkla bahsediyor senden.
Duysan bir iltifat, bir iltifat.
Çiçekler güzelliğinden dem vuruyor.
Bir dost tarif edin bana.
Uzun olsun saçları beline kadar, siyah ve kıvırcık.
Küçücük yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ısıtsın içinizi.
Paylaşabilsin mutluluğunuzu sizinle.
Ya da bir dara düştüğünüzde durabilsin arkanızda "Elif" gibi dimdik.
Huzur, bir parça gülüşte içten ve sevgi dolu,
Bir dokunuştur ipek tene, narince, incitmeden.
Yaşamak, yürümek yan yana, ta ki son ana,
El ele hep aynı yolda ve birlikte uzanmak sonsuza.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!