ey adem
ey havva
nerden bilsin allah
bir elma yemenizle başlayacak
kavga
Islak bir gecede
Döküldüler düze
Ve ateş yaktılar karanlıkta
Kazmalar indi toprağa
Onlar bu ateşin gölgesinde
Başladılar kavgalarına
Bugün kumsaldan
Bir kuğu geçti
Kanadı kırıktı
Ondan mı bulutlu gün
Güneş de yok hani
Dağların arkasına saklanmış
1
Ah ne fırtınaydı
Eylül kuşları giderken
Toprak suskundu
Çiçekler solgun
2
Nasıl da çoğaldınız beyoğlu’nda
Lisenin önünde yağmur altında
Bu kaçıncı gözaltıdır karışır toprağa
Ah yiğidim
Artık günler ölgün güneşle aydınlanan
Günler değil
Ne de yağmur altında bekleyen
Suskun nehirler var
Sancıyan yüreğin doğurganlığıdır
Umutlarda büyüyen
Bakıyorum
Saçların kan kızılı sularda
Yosun tutmuş
Kirpiklerin ağır
Kulakların sağır
Görmüyor musun
Gözlerinin ardındaki dağlarda
Kül rengi zamanlar saklıydı
Nerde yanık izini görsem
Sivas’ı anımsatırdı
Dostlar
Biz ki ateşini yaktık newrozların
Dağlarda halay tuttuk
Yorgun yenilgiler sonrası
Yeni bildirgeler sunduk halklara
Ve ölümlerin ardında
Bugün vapura bindim
Bugün denizi seyrettim
Aralıklı dalgaların arasında
Uçuşan martıları
Ve yıllardır gözlerimin aradığı
Kızı gördüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!