Çınar ağacında bir yaprak,
Gökkubbede hoş bir seda,
Hece hece zamana veda,
Zaman kayıt düşer,
Unutulur şiir, unutulur şair,
Çınar ağacından bir şair düşer,
Şairin iki sevdası vardır,
Biri anası diğeri yardır,
Allahım har-i firkat vermesin,
Bu en güzel bahardır.
Şairin canı cananı vardır,
Hastane bahçesinde,
Güneşin eritemediği bir kar,
Dolanır durur,
Akrep ve yelkovanın peşinden,
Dolanır bahçede,
Gece boyu bir ama,
Bir eksiklik,
Bir tuhaflık var üstümde,
Bir şeyler bekliyorum,
Belki bir mucize.
Seni neye benzeteceğimi bilmiyorum,
Bir caminin duvarında, elinde tablasıyla,
Mendil ve ciklet satıyor, elde sigarasıyla.
Sırtında bin yıllık ceket, devrilmemiş bir çınar,
Hayata sıkı tutunmuş, kurumamış bir pınar.
Fonda hafif bir rüzgar,
Şelaleden çağlayana doğru notalar akarken,
Ağaç yaprakları musikıye katılıyor tarifsiz sesleriyle,
Koroda minik serçeler ağaç dallarında cıvıl cıvıl,
Bu gün değişik bir makamdan terennüm ediyorlar,
Eşsiz eserlerini minik serçeler,
İnsanlığa ilahi bir sevgi üflendi;
O sevgiyle anne taşıdı bebeği,
O sevgiyle can cananı sevdi,
O sevgiyle güneş bizi ısıttı,
O sevgiyle yıldızlar bizi ışıttı,
Hayat, ayaklarım altından kayıyor hafifce,
Orta yaş dedikleri bu olsa gerek, zarifce.
Hani küçükken isterdik kocaman adam olmak,
Bilmezdik, goncalar gül olunca kaderi solmak.
Herkesin bir derdi var, kanamaz mı yürekler,
Hayat hep dikenlidir, öldürmez de sürükler.
Ağlamadık mı hemen, bu dünyaya gelince,
Gülmekte neyin nesi, hep ağlamak derince.
Bir parantez açıldı,
Bir masum bebek ağlamasıyla başlayan,
Sonra ağlaşmalarla bitecek,
Bir yolculuk için.
Bu parantezin içine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!