Düşün
Günlerin en özelini
Ayların en güzelini
Düşün ki
Idrakına var varlığının
Düşün ki
Geçiyor yolun kenarındaki ağaçlar gibi
Suskun
Binalar arasındaki küçük çocuklar gibi
Masum
Koşuyor kaldırımlarda haşince
Yollarda sakince
Sizin hiç gözyaşınız yanağınızda kurudu mu?
Mutlu olmak için hayaller kurarken
Siz hiç acıyı iliklerinizde hissettiniz mi?
Yemekten içmekten kesilircesine
Yaşamayı unuttuğunuz oldu mu hiç?
Geceleyin sabahın olmayacağına binlerce şahit var gözlerden akıp biriken
Birde sabah ilk çıkan ışığı görerek kamaşan o binlerin sahibi gözler
Yaşamak bazen sıkar, bazen boğar, bazen de üzerine toprak atar insanın
Kolay bir iş değil yaşamak; yürek ister, sabır ister en çok da umut ister.
Içeride hapsedilmiş suçsuz duyguların feryatları uğruna, yaşamak için çırpınırken
Yaslanmak şiire bir süreliğine
Kızıllaşmak, mosmora bulanırken
Hüzünden acıyı parçalara ayırarak
Her saat her saniye
Geçmişin on ikisinde soluklanmak gibi
Bir gün susar her şey
En uzun caddelerin
En hareketli kaldırımları bile
Işte o zaman
Aşk ile örtün üstümü
Çünkü aşık olan üşütmez
Az bitişiğindeydik son terminalin
Bıçak gibi ince bir elvedadan sonra
Üşümeye başlıyordu kelimeler
Ve ben donuyordum
O soğuk kelimeler adedince
Dondukça biraz daha üşüyordum sana
Ve kalem yazmamak için direndi,
Sayfalar ise silinmekten
Aciz düşmüştü.
Ben seni defalarca yazıp
Her seferinde olmamış
Deyip defteri silgiye boğduruyordum.
Usul usul bakan gözlerine
Gölge olmak için
Gözlerinin üzerinde kaş olmak vardı.
Gözyaşlarına kanal olabilmek için
Yüzünde gamze olmak vardı.
Terinin kokusuna doyabilmek için
Bir gözümde sarhoşluğum
Öbüründe berdüşlüğümle,
Seni ararım.
Tüm dillerin ıslak kelimeleri
arasındaki durakta kulaklarım.
Tenini görmeden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!