Sanatkar ruhlu ama zanaatla uğraşan bir baba ve köy kökenli bir anneden 1956 yılının tamda Mart ayının 21 inde Bursa da doğmuşum.
Ekinoksta kışın bahara döndüğü Nevruzun kutlandığı, günün-geceye, gecenin-güne eşitlendiği bir zamanda… Dünyaya gözümü açmışım. Tipik koç burcu özellikleri adeta üzerime yapışmış.
Belki de ruhumda ki fırtına, tez canlılığım, hep kusursuzluğu arayışım, değişime ve gelişime yatkınlığım, mart kedisi gibi hercai, gönül koymazlığım… Ama bir o kadar bağımlılığım ve sadakatim bundandır.
...
Sana yaslanır gibi…
Pencereye dayıyorum alnımı
Camın serinliği ne güzel Tanrım!
Var olduğunu düşünmek gibi…
Uzaktan bir vapur sesi duyuluyor,
Elimi uzatıyorum
Tut diye...
Tutamayacağın kadar uzak olduğum halde
Yine de tut diyorum
Taa ki sıcaklığını duyayım diye...
Senin gözlerin, YEŞİL…
Senin gözlerin hareli,
Son bahar yaprağını andırıyor
Gözlerin öle güzel ki…
Senin gözlerin sonsuz ufuklar,
Dolu dolu yaşanmış,
Birden bomboş kalmıştım.
Sevip sayıyordu herkes,
Bir ağaç dalı yerine
Televizyon antenine konmuşlardı…Üşümüş ve yorgunlardı.Biri diğerine
sokulmak istedi.Bütün gece uçmuşluğun yorgunluğunu unutarak,
Yürümekle,uçmak arası…
Tökezledi…Ya uçacak ya da düşecekti.O…O hiç birini seçmedi.Daha bir sıkı
sarıldı ayakları.Soğukluğunu hissetti.Tünediği ne olduğunu çözemediği Metelin.
Bu gün
Bir yaşımı daha bıraktım
Geride….
Anlayacağınız bir yaş daha
Yaşlandım…
Kırkım da…
Görmediğim bir ay doğarsa, dağların ardından
Aydınlatırsa tüm karanlığımı…
Ormanın esrarlı kuytusunda,
Bir kuş ötse feryad-ı figan
Sessizliği yırtsa…
Sen…Bir bulmacasın.
Benim için hala çözemediğim.
Çıkışı olmayan bir labirent içindeyim.
Bir muamma…
Bu bir yaş dönümü şiiri,
Sene 2006 martın yirmi biri,
Doğumumdan bu güne…
Kaç kez mart yirmi bir oldu…
Kaç kere mart gelince heyecanlandım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!