Veto Ederler (Birinci bölüm)

Mücahit Gülbaş
64

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Veto Ederler (Birinci bölüm)

(1)
1968 aylardan Ekim.
İlk kez sıcaktı sonbahar
Hava kaynıyordu
Bütün gün çalışmaktan yorulan kadın
sere serpe uyuyordu
sıcak bir yandan,bir yandan da açlık
tüm güzellikleri boğuyordu.
Gece zavallıydı ve gece dongun
aşağılık ve inliyordu gece...
.............................................
Uçkuruna sahip olamadı baba
zavallı bir geleceği olan
zavallı ana hamile kaldı..
Korkunç homurtularla abandı
ananın üzerine baba
Direndii,dayandı dedi yook olmaz
Ama hoyrat dolanınca eller memelerde
dayanamadı gayrı açıverdi mahremiyetini.........
...................................................................
....Ekim buğdayları sarısında,sarışın
kıvırcık bir buğday tanesi gibi düştü anaya
dört çocuğun üzerine
bir beşincisi olsa ne çıkar deyip
yoksulluk nasılsa yine diz boyu
açlık ise hep kapıda
gelen büyüdü
gelen büyüyecek
büyüyen büyütene küfredecekse de
ne yapalım,böyle gelmiş
gidecek böyle........................................
(2)
Ekim sefası haziranda cefaya dönmeye başlayınca
ana sıfırı tüketti
dakikada bir gelen sancılarla telaşlanan baba
Iraz Ebeye seğirtti
Temiz bezler,kaynayan sular
ve bir biri ardına gelen sancılarla
ebe'nin çatlamış elleri
Herzaman ki alışkanlığına dayanıp
Çıkarmaya çalışıyordu geleni.
Fakat gelen herzaman ki gibi değildi
Ebeyi bir korkudur aldı
Çocuk kafası yukarıda
elleriyle tutunmuş rahim'e
ayaklarını dayamış duvarlara
çıkmazz,çıkmazz tekmeler anayı
'Gayret ha gayret' diyor kadın
Anaysa basıyor feryadı,
Basıyor küfürleri beyninden
Uçkurlara ve tüm uçkurlulara.......
(3)
....Bütün çabalarıma rağmen
Tüm karşı çıkışlarıma aldırış etmeden
Asıla asıla zorla çıkarıverdiler gün ışığına beni
Koyuverdiler insanların ortasına
bir karanlıktan,bir başka karanlığa..
Fikrimi dahi almadan
Bir sabah,
Bir haziran sıcağında,
Karınca küçüklüğündeki beni
Koyuverdiler yaşamın tam ortasına
Çırıl çıplak bir başıma...............
(4)
Günün Şavkı dolunca yeni açılan gözlerime
Anlamıştım,ne çetin ve zor bir yol olduğunu önümde
Ne yumuk ellerimde derman
Ne de dermanımı anlatacak lisan yoktu dilimde.

Bir haftalık olduğumda,sarılık yakaladı beni
-Bilirsiniz ya yoksul hastalığıdır hani-
Sararttı soldurdu,beni hergün bitiriyordu
Üçüncü haftaya geldiğimde
Üzerime çıkmış ablam-görmeden-
Az kalsın boğuyordu
öldürüyordu yok yere.........
(5)
1971 bu üçüncü yıl
Ne pastalar,ne de etli butlu sofralar
'İyiki doğdun' türküleri söylenmedi bu güne kadar.
Tahta bir kasam oldu içinde yattığım
Kocaman evim-Limon Kasası-
3 yada 4 tane de dişim
prıl prıl bembeyaz ama
işim gücüm gülümsemek oldu insanlara
Çok sürmedi gülümsemem
Devriliverince limon kasası bir gün
Kan yumağı oldu ağızımda ellerim
Artık gülebilmek için yoktu dişlerim
yenisi çıkana kadar yamuk yılık
O günden sonrada olmadı doğumgünüm
ve ben de gülemedim doyasıya........

Mücahit Gülbaş
Kayıt Tarihi : 4.9.2005 02:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mücahit Gülbaş