Ben iyi bir insan olduğuma inandırılan,
Büyük şeyler başaracağına inanan,
Doğuştan tılsımla nefes alan,
O insan ben değil miyim?..
Olduğuma inandırıldığım o insan nerede?
Dizlerimden kuvvetim geçmekte,
Şeytanlar vesvese vermekte,
Tamda şu an, meğer ne çokmuş şeytan!
Gölgesine sığındığım o ulu ağaç,
Anlıyorum ki hiç üzerime titrememiş.
Yapraklarını örter sanırdım, ne acı…
Geçmiş olmamda, yüreğimde bir sızı.
Neden diye sorarım, sana, neden?
Tanrı seni severdi de bana düşman mı?..
Ey tanrı demem ver bana yolumu,
Demem koy elindeki her taşı,
Yalnız koy beni şu ömrüm,
Saatindeki kum taneleri,
Gökyüzünden kayan yıldızlar gibi.
Bilirim o çimen kokulu sabahlar uzak,
Ya yağan yağmur bile hiddetlidir.
Toprak bile sızlanır ayağımın altında,
Ondan geldim o bile hor görür,
Çınarım yaprağını sakınır da!
Ademin inciri, yahut benim neyimi!..
İster durursun, oyun etmeyesin?
Yüreğimi kırar da, güler misin bana?
Canımı yakarda, hoşnut mu olursun?..
Ey gönül anlarım ruhun ondandır,
Ondandır ki sende yakarsın beni.
Bir ince ruhum bu bedende incinirim,
Yahut ne istersiniz benden?
Alacağım bir nefes, iki arşın toprak,
Uğruna bu hayatın, nedir bu kadar korkmak?..
Niyetinse boğmak beni, ant olsun,
İçimde yatar Deniz’im ve nicesi,
Ne hatır sayar ne azap seçer,
Öyle ben miyim incinecek, azap çekecek!
Tanrı şahitse bilir ya şu yüreğime neler sığdırdım,
Ah bir günü gelse, yüreğim dökülse…
Sular sellere dönüşse, nabzımda öte,
Nefes alan her şey benden ürkse,
O uğultu ki tanrı bile dağın ardına siner.
Yine de yüreğimden dökülen bu fırtına,
Koparmaz hiçbir çiçeği, eğer fani yolun,
Yolun yolcusu ben isem yaşarım hatır için valla.
Nefesim çok geldiyse af ola,
Bende bir evladım…
Beni de cürüm gibi çağırdılar elbet.
Vakit bite yolcu yolunda gide,
Vakte gelene kim dur diyebile,
Vakti geldi yürü yolcu sende hayde!..
Her liman haramda, hatırım ne ola?
Bende bir evladım, bende ürkerim,
Kolay mı, bir içim ses verse ne zor.
Alnımdan düşer terimi gözümden yaşım süzülür de,
O bilir ya ne zor, ne çok üzülür.
Belki bende bir âdem evladıyım.
Gözümün hırsı, tanrının ezdiği bir kulum,
Yahut duyusuyla ezilen bendim.
İçim ne kabarır, ne ses var içimde,
Sanki bendim kendisini boğacak,
Bir an içimi kapladı o endişe,
Nereye gittin yine gel işte.
Beni yalnız koyma, koydun ise ardına bakma!
Kelimenin fikri-m hürdür, yeter korkmam!..
Sende zatı kendine gel, toprak isen!
Karnın yarılacak elbet, yarıla ki ekin veresin,
Yahut bir deniz sevdiysen bilesin,
Vakit gelirde deniz kabarır uzak durasın.
Sen sanırsın deniz durmayacak mı?
O azılı dalgalar çarşaf olmayacak mı?..
Nedir benim günahım nefes almam mı?
Bu vakit ben ölsem, sende ölürsün,
O vakit huzura erersin belki.
Dersin yatıyor işte o yiğit, dudakları kapalı,
O deniz gözlü, açmayacak gözlerini,
Ve çehresi solgun, neşeyle gülmez bir daha.
O saçını, okşayan parmakları, kalemde tutardı,
Şimdi öylece toprağa teslim çürümeyi bekler.
Sen bunu mu görmek istersin?..
Baharım yeni açar sandım da eğer buysa bana biçilen,
Vallahi razıyım, böyle haram olacaksa gece,
Helal olsun son gecem, doğmaz olsun güneş…
O deniz gözlerim kapansın, tenim soğusun!..
Banan helal o iki arşın toprak ise ben razıyım…
Kayıt Tarihi : 12.10.2024 23:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!