Vesikalı Yarim Ebedi Misafir

Dünya Yükünün Hamalı
847

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Vesikalı Yarim Ebedi Misafir

Sabiha–Halil Tasavvuf Mesnevisi

(Ayrılığın ve gecikmiş vuslatın seyrü sülûkü)

I. Fasıl – İlk Kıvılcım: Zahirde Rastlaşma, Batında Hatırlayış

Filmde, Sabiha ile Halil ilk kez göz göze gelirken kamera, ikisini ayrı kadrajlarda ama aynı ışığın altında gösterir.
O an, tasavvufta “tezekkür” (hatırlama) anıdır; çünkü “görmek” sadece gözle değil, ezelden kalma bir tanışıklıkla olur.

"Biz, seninle çok eskiden rastlaşacaktık, Halil…"
Bu cümle, zamanı yırtan bir hatırlayıştır.
Onlar, aslında ilk defa tanışmaz;
sadece, Levh-i Mahfuz’da yazılmış eski bir satırın üzerine yeniden gelirler.

II. Fasıl – Gecikmiş Vuslatın Günahı

Sabiha’nın sesi, Halil’in yüreğinde bir dergâh kapısını aralar.
Ama kapı, tam açılmadan kapanır.
Filmde, fonda tren düdüğü duyulur; tren, yanlış istasyondan geçmektedir.
Bu, seyrü sülûk yolcusunun yanlış mürşid peşine takılması gibi bir gecikmedir.

Tasavvufta denir ki:
“Kervana zamanında katılmayan,
çölde kendi gölgesini kovalar.”
Onlar da kervanı kaçırmıştır,
ama birbirlerinin gölgesini kovalamaktan vazgeçmezler.

III. Fasıl – Zamanın Fitnesi

Zaman, iki aşık arasına perde koyar.
Filmde, yağmurun cama vuruşu uzun uzun gösterilir.
Bu yağmur, zahirde bir mevsim geçişidir;
batında ise **“makamdan makama geçiş”**tir.
Ama her makam, onları birbirine yaklaştırmaz, aksine sınar.

Sabiha der ki:
“Vakit, bizi değil, bizi vakti bekletmeliydi…”
Ama nefsin saatleri, ilahî takvimi bilmez.

IV. Fasıl – Ayrılık: Nefsin İmtihanı

Filmde, Halil arkasını dönüp giderken Sabiha ona bakar;
bu bakış müridin, mürşidine son bakışı gibidir.
Ama burada mürşitlik de, müridlik de ortadan kalkmıştır;
kalan sadece yanıştır.

Tasavvufta ayrılık, hakikate en yakın duraktır;
çünkü vuslatta benlik erirse, ayrılıkta benlik yanar.
Sabiha, Halil’i kaybetmez;
Halil’i, Halil’deki kendini kaybeder.

V. Fasıl – “Çok Eskiden Rastlaşacaktık”

Bu söz, filmde bir kapı eşiğinde söylenir.
Kamera, dışarıda yağmur, içeride sessizlik çeker.
Bu cümle, tasavvufî olarak **“Ahit Meydanı”**na işaret eder:
Ruhlar âleminde verilen sözün, dünyada yerine getirilememesi.

“Biz sana ‘Elestü bi Rabbiküm’ dediklerinde,
birbirimizin gözlerine bakmıştık, Halil.
Ama dünya, gözlerimizi başka yollara çevirdi.”

VI. Fasıl – Seyrü Sülûkün Sonu: Vuslatsız Kemal

Film, Halil’in uzaklaşan siluetiyle kapanır.
Tasavvufta bu, “seyr-i fillâh” değil, “seyr-i anillâh” gibidir;
yani hakikat kapısından dönüp
kendi nefsine geri yürümek…
Fakat bu dönüş bile kemaldir;
çünkü kemal, bazen ulaşıp kalmak değil,
ulaşamayıp yanmaktır.

Sabiha, kendi içinden şöyle geçirir:
“Biz, vuslatla değil, firkatle kemale erdik.”

VII. Fasıl – Epilog: İki Yolcunun Hikâyesi

Bir dergâh defterine şu not düşülür:
“İki yolcu, aynı menzilin yoluna düşmedi;
ama aynı yâdı taşır oldular.
Biri, diğerinin gönlünde dergâh oldu,
diğeri, onun kalbinde ebedî misafir.”

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 15.8.2025 00:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hak, Muhammed, Ali. Ey dede, dil verdim baş kaldır, döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap, incinme, incitme, dar gel doğru söyle." diyene RIZALIK yolunda denilir. Bir köpek komşusunun kümesinde komşusundan izin almadan komşusunun tavuklarını yedi bunu hayvan olarak yaparak iyi ya da kötü olduğunu bilemez bazı insanlar surette insan olabilir yaptığının iyi ya da kötü olduğunu bilmiyorsa sırette hayvandır. Yaptığının iyi ya da kötü olduğu bilincine varırsa surette insan sırette insan olur. Yediği tavukların parasını yediği tavukların sahibine verdi rızalık aldıysa surette insan sırette insanaı kamil olur rızalık yolunda olur. Ayağıma taş dolansa kendimden bilirim. El gövdenin kaşındığı yeri bilir. Arifler kamiller özünü yoklar cahiller kendini aklar. İnsanı kamil özünü yoklar eksiğini kusurunu bulur maddi manevi zarar verdiği mazlumun zararını ziyanını tazmin eder rızalık yoluna girer. Akla mantığa bilime fenne yakın olana İNSAN denilir sevgi merhamet vicdan ahlâk sahibi olana İNSAN denilir hak hukuk adalet rızalık yolunda olana İNSAN denilir alınteri dökerek emek harcayarak iş değer emek üreterek HeLâL kazanç elde edene İNSAN denilir Allah'ı insan yarattı bakışıyla bakıyorum. Vesikalı Yarim filmini tematik olarak ve karakterleri inceliyorum analiz sentez çözümleme yapıyorum: Vesikalı Yarim: Tematik Analiz ve Sentez 1. Temalar ve Rızalık Perspektifi İmkânsız Aşk ve Sorumluluk: Halil ve Sabiha arasındaki aşk, rızalık perspektifinde değerlendirildiğinde, her iki karakterin de yaptıkları eylemlerin sorumluluğunu taşıması üzerinden okunabilir. Halil, Sabiha’ya duyduğu aşkı, evli oluşu ve mevcut hayatıyla çatışan sorumlulukları nedeniyle sınırlamak zorunda kalır. Bu, “yaptığının iyi ya da kötü olduğunu bilme bilinci” ile ilgilidir; Halil, Sabiha’yı incitmemek için seçimler yapar ve bu seçimler onu rızalık yoluna yönlendirir. Toplumsal Kısıtlar ve İnsanlık: Sabiha, pavyon çalışanı olarak toplumun gözünde dışlanmış bir figürdür. Ancak rızalık perspektifinde, Sabiha da kendi sorumluluğunu taşır; aşkı ve arzusu çerçevesinde seçimler yapar, kendi değerini ve özgürlüğünü korur. Toplumun önyargıları, bireyin insanlık seviyesini belirlemez; bilincin, vicdanın ve eylemin niteliği belirleyicidir. Özünü Yoklama ve Kamil İnsan: Filmde Halil’in eve dönüşü ve Sabiha’nın yalnız yürüyüşü, karakterlerin kendi içlerini yoklamaları ve eylemlerinin sonuçlarını kabullenmelerine işaret eder. Bu, tıpkı senin verdiğin rızalık örneğinde olduğu gibi “yıktığını yap, döktüğünü doldur” anlayışıyla paralellik gösterir. 2. Karakter Analizi ve Rızalık İlişkisi Halil Mahalleli, evli bir adam, geleneksel değerleri temsil eder. Sabiha’ya duyduğu aşk, rızalık yolunu sınar: Aşkını yaşamak isteği ile aileye ve topluma olan sorumluluğu çatışır. Rızalık perspektifinde Halil, zarar verdiği olası kişi ve değerleri (eş, aile, mahalle) gözetir; bu bilinç ile sırette insan, özde kamil insan olarak hareket eder. Sabiha Dışarıdan “vesikalı” olarak tanımlansa da filmde özgün bir birey olarak sunulur. Toplumun ona biçtiği rol (femme fatale veya fedakâr kadın) yerine kendi seçimlerini yapar. Rızalık perspektifinde Sabiha, Halil’in evli olduğunu öğrenip sınır koymasıyla özünde vicdanlı ve ahlâklı davranır; bu, onun sırette ve özde insan olduğunu gösterir. 3. Tematik Katmanlar (Tema / Katman) (Açıklama (Rızalık Çerçevesi) İmkânsız Aşk: Halil ve Sabiha aşkı, toplumsal ve kişisel sorumluluklar çerçevesinde sınırlandırılır. Yapılan seçimler, zarar ve rızalık bilinciyle belirlenir. Toplumsal Normlar: Mahalle, aile, pavyon gibi ortamlar karakterlerin hareket alanını sınırlar; ama vicdan ve sorumluluk, karakterleri yönlendirir. Kadın Temsili: Sabiha, melodramatik kalıpları aşan bir figürdür; kendi değerini ve özgürlüğünü koruyarak rızalık ve insan olma bilincini gösterir. Özünü Yoklama ve Vicdan: Karakterler, yaptıklarının sonuçlarını değerlendirir; Halil eve dönerken ve Sabiha yalnız yürürken bu süreci izleyiciye yansıtır. Modernlik – Gelenek Çatışması: Halil’in mahalle yaşantısı ve Sabiha’nın modern yaşamı arasındaki çatışma, bilinçli seçimlerle aşılır. 4. Sentez ve Çözümleme Vesikalı Yarim, sadece bir aşk filmi değil, insanın rızalık yolunda eylemlerinin sonuçlarını ölçtüğü bir etik alegoridir. Karakterlerin eylemleri ve seçimleri, rızalık, vicdan ve bilgelik kavramları üzerinden değerlendirilir; bu açıdan film, “insan olmak” ve “insanı kamil yapmak” üzerine tematik bir çalışma sunar. Filmde aşkın imkânsızlığı, toplumsal baskı ve modern-gelenek çatışması, karakterlerin içsel bilincine ve vicdanına paralel işlenir. Sabiha ve Halil, yaptıkları eylemlerde iyi-kötü bilincine sahip oldukları için sırf surette değil, özde de insan olmayı temsil ederler.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!