Az önce geldim kapına dağınıktın
Çılgınlık ilişti ruhuma
Olsam minik bir yel iken
Koca bir fırtına
Duymaz mısın yine Veronika?
Binlerce uçurumdan düşüp
Okyanustan esmek toprağına
Ve sarmak meltem gibi tenini,
Üşür müsün Veronika?
Mikail sürerken beni Mısır’a
Son kez uğuldarım pencerende
Yüklenirim en ağır nesneyi
Kendimce bir gül yaprağı atarım
Mavi pencerene
Koklamaz mısın ey Veronika?
Piramitlerde ararım en gizemli yüzünü
Kızar Mikail sarhoşluğuma
Seyreylerim Hindistan’a
Taç Mahal anlatmaz sevdamı
Islığımla yazarım
Senin en güzel yanını
Görmez misin Veronika?
Emir gelir Mikail’den
Her çiçekten bir tohum yüklenirim
Onları saçarken bir bir toprağa
Her birine anlatırım hikâyemi
Sen olup düşerler yeryüzündeki çatlağa
Yeşermez misin artık Veronika!
Hiddetli esmemden korkma
Eğme başını
kulaklarını kapama
Haykırışımdır sana
Duymaz mısın Veronika?
Hüseyin AktaşKayıt Tarihi : 11.11.2011 22:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!