Verin Bana Çocukluğumu

Yüreğim Afrika sıcağı,
Mevsim bağbozumu.
Alışamadı içimdeki çocuk,
Yalancı büyüklüğe.
Büyüklük sizin olsun,
Verin bana çocukluğumu…

Uzmanlığım hırsız-polis oyunu,
Gözdem güvercin taklası,
Doktor, Doçent, Öğretmen, Müdür,
Sizin olsun unvanların hepsi.
Verin bana sade çocukluğumu…

Grand takımlar, kravatlar,
Kösele ayakkabılar sizin olsun.
Verin bana baş ucuma koyduğum
Bayramlık pantolonumu…

Alışamadım büyüklük oyununa,
Dönmek istiyorum gözlerimi kapadığımda,
Kimsenin beni görmediğine inandığım
Çocukluğuma.
Arabalar, evler sizin olsun,
Verin bana dizimdeki yaranın
Kabuğunu…

Saklandığım kapı arkaları,
Uçan kaşıkla gelen yemekler,
Annemin nişan almadan
Fırlattığı uzun menzilli terlikler,
Sizin olsun tüm ziyafetler,
Verin bana ekmek arası
Domates ve yeşil soğanı…

Bacak kadar kalsaydım keşke,
Öcülerden korksaydım.
İnansaydım devlere, cücelere,
Kanmasaydım yalancı sevgilere.
Tüm gerçekler sizin olsun,
Verin bana masalları…

“Kalbin kadar temiz olan bu sayfayı
Bana ayırdığın için teşekkür ederim”
Diye başlayan hatıra defterimi özledim.
Tüm şaşalı arkadaşlıklar sizin olsun,
Verin bana hatıra defterimdeki arkadaşları…

Tüm buketler, hediyeler, saatler
Sizin olsun
Verin bana hatıra defterimdeki
Kurumuş gül yapraklarını…

Bulutlardan şekiller oluştururdum,
Güneşi açar kapardım,
Rüzgâra kafa tutardım,
Sahilde dalgaları sayardım,
Yıldızlardan aşağı kayardım,
Sizin olsun tüm eğlenceler,
Verin bana hayallerimi…

Yağan yağmurda delice ıslanırdım,
Gök kuşağını yakalardım,
Ay dedeye salıncak kurardım,
Uçaklar sizin olsun,
Verin bana uçurtmamı…

Gök yüzü yorgandı bana,
Çimenler döşek,
Yıldızlar kandil,
Akan burnuma
Kolum mendil,
Çocukçaydı bildiğim
Tek dil,
Sizin olsun tüm yabancı diller
Verin bana çocukça dilimi…

Sadece düşerken canım yansa,
Karıncanın kuşun ölümüne ağlasam.
Yalnız delice koşarken
Kalbim hızlı çarpsa,
Leyla mecnun sizin olsun,
Verin bana çocukluk aşkımı…

Ben büyüdüm, pişmanım.
İçimde saklı çocuk,
Sen sakın büyüme! …