Verev Düşler Şiiri - Aynur Uluç

Aynur Uluç
498

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Verev Düşler

şehir

günah çıkartıyor çocuklarından
kül dantelli kadın şarkı söylüyor
küskün mücevher
ceset yalımları içinde
asi, buruk bir şarkı

kadın

dili yengeçli
eli çabuk şarkıyı
yavaş yavaş söylüyor
geçiriyor sözlerini hücrelerinden
rehine bırakıyor gözlerini

çocuklar

günah çıkartıyor şehirlerinden
bir adım ileriyse
diğeri beri diyor karanlık
gönlü sönüyor kadının
dili öyle kapanıyor ki
bin bir sesten yüz alıp
yanıyor dudakları

-hep mi içe dönük günebakanlar
hepsi mi kendinden kilitli-
anahtarı daldırıyor göğsüne
çeviriyor dişliyi

-ha gayret
oynadı oynayacak
saklı aşkları düşün
düşün
yatağını kaybetmiş hasta
kırk derece ateşle zamanı sayıklıyor-


yüzüne yaban gözler yerleşiyor yeniden
ağır ağır tarıyor sokakları
balıkların ağı hüzünlü
sahaflarda dokunaklı kitaplar

çocuklar
ensiz sohbetlerle büyüyor
düz ekranlarda
şarkı ağzını geçmiş
damağına akıyor

birden
rahim gibi açıyor kapısını
bestesi kâgir, alacası katmerli
aksini suya yatırıp acıya dokunuyor

kadında şehir
şehirde çocuklar

Aynur Uluç
Kayıt Tarihi : 10.4.2006 15:39:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Sanat ile yapılan eylem kendini yaşamak mıdır?
    Yoksa kendimizi yaşamak mıdır? Veya herkesi ve her şeyi yaşamak mıdır?

    Sanat uğraşıları ilgili insanlarda aslında her üç halin zaman zaman yansımalarını görmek kabil.

    Ama bazı sanatkarlar empatide o kadar güçlü olabiliyor ki çocuk yaşta ihtiyar, salonda yaşarken çöpçü olabiliyorlar veya dağ başında bir taşın haleti ruhiyesini kuşanabiliyorlar.

    Gözlem ama bir fotoğraf makinası gibi satıh gözlemcisi değil bu sanatkarlarca yapılan işlem.

    Yani bir oğuz atay öyküsünde geçen tabirle bu tür sanatkarlar başkalarının camdan gördüğünü duvardan görebilme kapasitesine sahip oluyorlar.

    Aynur hanıma ait epope şiir için de bu böyle.

    İnsanlığın ve emeğin milyarlar yıl süren yürüyüşünün 'Aynur yaşıyla' sınırlı olmayan tarihsel kozmik birikimle çekilmiş bir fotoğrafı.

    Bu defa şair zamana tüm zamanlara güçlü bir empati yaparak zamanın dili haline dönüşmüş

    tebrikler

    Cevap Yaz
  • Temel Kurt
    Temel Kurt

    eskiden üç teklikle sinemaya gider mendil ıslatırdık.
    yaşlılar mısır yer ,kadınlar ağlardı aşka...aşka ağlandığını ilk orda gördüm ve sonra yavaş yavaş büyüdüm(büyüdükçe ağlamayı unutuyor insan galiba)

    yağmur yağdığında geceleri yıldızların ıslanıp ııslanmadığını merak ederdim o yıllarda, sonra yıldızların çok uzak olduğunuda öğrendim dünyamıza...

    çocukkende çok severdim vapura binmesini, büyüyünce kaptan olmak isterdim o yıllarda
    Nazım hikmet beni ben nazım hikmeti hiç tanımazdım ama sonradan öğrendim ki o çocukları mavi limanlara çıkaran bir kaptanmış.(biliyormusun lisede bu şiiri okuduğum için okuldan atılmıştım,okulumuz deniz kıyısında şirin bir okuldu)

    pes etmek yok kaptan

    'Oynadı oynayacak
    Ha gayret
    Pes etmek yok, filmin bu sahnesinde
    Yok elbet ama
    Dikene bastırmış bir kere, göğsünü bülbül
    Güle kanıyor…* '

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Aynur Uluç