Veliye Sitem Şiiri - Hulusi Mutlu Ertan

Hulusi Mutlu Ertan
24

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Veliye Sitem

Sabrettim, yılmadım, yok demedim size ben.
Bağırmadım, kızmadım, tek söyledim dize ben.
Önlerde oldum yine, bak geliverdim göze ben.
Bin bir türlü sebepten, çok inemedim öze ben.

Yok saygı büyüğe, öğretmene ise asla!
Değerliydi gramın, şimdi kilo ile tasla.
Un olur en sert demir, girersen içine pasla.
Öldü öğretmenlik dostlar, belki dirilir yasla.

Söyleyemezdi kimseler öğretmene bir çift lâf,
Hoca önde olurdu, veliler arkasında saf.
Vardı muallime hürmet, yapamazdı kimse gaf.
Hoca “pervane” veli “Kâbe” şimdi, idare için eder tavaf.

Ömrümde az gördüm, diz boyu karı ben.
Bindiği dalı kesen, biz boyu karı ben.
Az gördüm vallah, kalkmış burnu yukarı ben.
Kısa günün kârı dedin arpa boyu kârı sen.

Ne zaman ki gıybet kesilir, yolumuz açılır,
Sınıfımız şenlenir, bereketler saçılır.
Düşünürsünüz o vakit bu nasıl bir iştir?
En büyük talihi Mevla size ihsan etmiştir.

Mutlusun, durmadan okuyorsan yazıyorsan,
Ey düşünen adam, ey Güneş’in öptüğü insan!
Şöhret, şan, para, makam, ar, namus aramazsın,
Anlayanların yanında da yok denecek kadar azsın.

Veliler alınmasın Hulusi’nin sözüne,
Giremez böyle giderse kimselerin gözüne.
Belki ekmeğim kuru, suyum da biraz acı,
Yine de bendedir çocuklarınızın ilacı.

Şiirin hikâyesi:
Sınıf öğretmeninin arkasından kuyusunu kazmaya çalışan bir grup talihsiz veli güruhunun ana kahramanı bodur boylu, burnu havalarda bir bayana atfen yazılmıştır.

Hulusi Mutlu Ertan
Kayıt Tarihi : 4.5.2009 15:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mahir Odabaşı
    Mahir Odabaşı

    tebrikler....
    ‘’ÖĞRETMENİM!’’

    Öğretmenim;
    Bir çiçek yetiştirdim,
    Aldım sana getirdim,
    Bundan sonra sana emanet.
    Aman darılma isteklerime,
    Ana yüreği dayanmıyor işte,
    Dikkat ette çiçeğim solmasın,
    Soğuklarda üşütüp hasta olmasın,
    Cesur olsun da , korkak olmasın,
    Kendine güvensin, pısırık kalmasın,
    İlimden irfandan daim nasibini alsın,
    Güvenilir olsun, dolaşık olmasın,
    Dürüst olsun, ahlaksız olmasın,
    Çalışkan olsun, tembel kalmasın,
    Çağa ayak uydurup, ufku hep açık olsun,
    Avrupa’nın ilmini, fennini gecikmeden alsın,
    Ama milli örf ve adetleri özünde kalsın,
    Vatanı sevsin, hizmette geri durmasın,
    Bilmeden düşmanın safında yer almasın,
    Sakın ha, Yurduma ihanette bulunmasın,
    Yapacağı işlerde, hep mükemmeli arasın,
    Tok gözlü olsun, fırsat bulunca çalmasın,
    Yangınlara kar olsun, muhtaçlara var olsun,
    Doğal afetlere hazırlıkta aman fire vermesin,
    Konu vatan olursa, canını asla esirgemesin,
    Ezanın - bayrağın kadri kıymetini bilsin,
    Türkiye Cumhuriyetini gönülden sevsin,
    Büyüğünü tanısın, küçüğünü candan sevsin,
    Kendinde olan bilgiyi, çevresine de versin,
    Sağlığına dikkat etsin, kendini çürütmesin,
    Uyanık geçinip, saman altından su yürütmesin,
    Adil olsun, adaletten hiç taviz vermesin,
    Makam sahibi olunca, vatandaşa sırt dönmesin,
    Mükafata hep yakınlarını layık görmesin,
    Cezayı hak etmişse, yakını olsa da versin,
    İşinin ehliyse, düşmanı olsa esirgemesin,
    Mazlumun elinden tutup, zalimin hasmı olsun,
    Gerçek çevreci olsun, yeşile kıymasın,
    Hayvanları hep sevsin, onlara vurmasın,
    Daim tedbirli olsun , zarar görmesin,
    Sabırlı olsun, birden gönül kırmasın,
    Anlamadan dinlemeden gönül koymasın,
    Çalışanı takdir etsin, aman egoist olmasın,
    Düğünde, cenazede sorumluluğunu bilsin,
    Mutluluğu da, acıyı da paylaşıversin.
    Vaktinde işine gidip, vaktinde evine gelsin,
    Aile müessesini koruyup, kıymetini bilsin,
    Çocuklarına sahip çıkıp, kol kanat gersin,
    Öksüzün, yetimin başını okşayıp sevsin,
    Elden, etekten düştüğümüzde bizleri hor görmesin,
    Bizler ölünce unutmayıp, mezarımıza ziyarete gelsin,
    Ana- baba dostlarını terk etmeyip, kendi dostu bilsin,
    Ben cahilim öğretmenim, elimden başka ne gelsin,
    Bağışla beni öğretmenim, çok şey istedimse senden,
    Ama bu çiçek bir gün diken olursa ne ederim ben,
    Söyle öğretmenim, diken olursa ne ederim ben…!
    Dünya zindan olur, üzülürüm, yaşayamam, biterim,
    Eğer buna sen sebep olursan, inan beddua ederim.
    O halde öğretmenim, ben-sen- toplum el ele verip,
    Bu çiçeği ve tüm çiçekleri kurutmadan büyütelim,
    Artık nesil bozuluyor tezini, hep beraber çürütelim,
    Çürütelim ki; gelecek günler daha aydınlık olsun,
    Düşmanlar kahrından çatlarken, dostlar mutlu olsun….
    Artık ben gidiyorum öğretmenim, yolunuz açık olsun,
    Dileklerim unutulmasın, gönlünüzde bir yer bulsun,
    Yağacağınız hizmetlerde, Tanrım yardımcınız olsun,
    24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ, KUTLU OLSUN…!
    24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…!
    (Mahir odabaşı- 10.10.2009/ 05.30)

    Cevap Yaz
  • Mustafa Göl
    Mustafa Göl

    Hocam kalemine sağlık öğretmenin sıklıntılarını ne güzel anlatmıssın. Öğretmenler başımızın tacı. O ünvanı gergekten hak edenlere ne mutlu. Benin çalışmalarımı,
    http://www.antoloji.com/mustafa_gol
    adresinde okuyabilirsiniz. Saygılarımla.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hulusi Mutlu Ertan