Tekrar gençlik yıllarına döndü Velid.Evlendiği günler geldi aklına.Düğünden üç gün evvel veya sonra güzel çiçekli bir kart aldı Sevcan’dan.Otobüse el salladığından beri iki tam yıl geçmiş, bu arada Velid adresine yazdığı mektuplara cevap alamamıştı.Acaba o yıllarda bu günler bayrama filan mı dek geliyordu.Yok yok galiba atandığı okulun adresi vardı kartta.Galiba değil kesinlikle öyle olmalıydı.Onun öğretmenlik adresini nasıl bilebilirdi yoksa. “Tüh dedi.Şimdi kartın geleceği zaman mı? ”
Velid de bir ilçeye atandı.Gidip göreve başladı.Bozkırın belki çölle tanıştığı,çöle dönüştüğü bir diyardı orası.Velid’in gönlüne benzemiyordu hiç.Onda mevsim bahardı.Çiçekler açıyor sular çağıldıyordu.Hele bu kartın üstündeki çiçekler; sanki Kaf Dağı’nın arkasında ki kimsenin bilmediği kimsenin görmediği bir ülkeden gelmişlerdi. Öyle nadideydi işte. Ama Velid bu karttan belki onbinlerce satıldığını,gönderilen yeri ve özelliklerini çok iyi biliyordu.Ama gönlü “Hayır “ diyordu. “Bu çiçekler Dünyanın bilinmedik ülkesinden,bir peri kızı tarafından gönderildi.Sen bunu bilemezsin.” Şaşırıp kalıyordu Velid.Kendisi mi doğru söylüyordu,gönlü mü? Gönülle yollarını ayırabilmeyi ne çok isterdi o günlerde. Ama göğsüne yapışıp kalmıştı,kalbine de mi hükmediyordu ne? Kalbi bazen gönlü istedi diye hızlanıyor, bazen bıkkın bıkkın salınıyordu.
Gönlü mektup yazdı Sevcan’a.Aldırmadı Velid’in muhalefetine. Evlendiğinden bahsetmedi.Hem evli olan Veliddi,o na ne?
Cevap geldi,bir mektup daha…Yazan gönül,ama hizmete koşanlar Velid’in elleri,gözleri,ayakları…Velid söz geçiremiyor,velid çaresiz.Kendi vücudu kazan kaldırmış durumda.Akıl pısırık,laf söylemekten yorumda bulunmaktan aciz.
Velid’in ayakları eve yöneldi.Postaneye yemekten sonra gider, Gönül’ün mektubunu gönderirim dedi.Farketmezdi gönül için, zaten posta en erken yarın giderdi.
Yemekten sonra,abdest almak için pantolonunu çıkardı.Herhalde su sıçramasını veya lavaboya uzanırken cart diye sökülmesini engellemek istiyordu Velid.
Velid’in etrafında fır dönen genç ve güzel karısı,yeni yeni tanımaya çalıştığı, aksilikleri bu günlerde artmış bulunan kocasını memnun etmek için,gözlerini ondan ayırmıyordu.Kalktı. “Belki mendili kirlenmiştir,buruşmuştur,değiştirivereyim temiziyle.” Diyerek pantolonun arka cebine elini soktu. Şaşırdı.”Bu ne? Arka cepte mektup da neyin nesi? Galiba köyden gelmiş! ” Sevinçle okudu belki de. Velid hatırlamıyordu ama,sevindiğinden daha fazla üzülerek şoka girmiştir karısı.Beklemediği ummadığı bir şey.Gurbet elde güvenip dayandığı,bir yastığa baş koyduğu kocası bir başkasına mektup yazmıştı.
Mektubu Velid’mi yırttı,karısı mı? Bu da hatırlanmayanlardan.Velid’in gönlü arsızlaşamamış,bir köşeye pusmuş beklemekte. Pısırık akıl yavaş yavaş doğrulma zahmetine katlanarak; “Çözülmez bir mesele değil bu.Paniğe gerek yok.Erkekler ve kadınlar yaratıldığından beri benzeri olaylar oluyor.Hem bakın benim sahibim bu konuyu nasıl halledecek.Hele bir beş on gün sabırla bekleyin.”gibi laflar gevelemekteydi. Ama yine iyi toparladı.
Sevcan anlayışlıydı.Aldığı mektubu dikkatle okudu.Önce üzüldü,sonra şaşırdı ve en sonra çok öfkelendi.Velid Sevcan’ı görmedi ama; mutlaka böyle olmuştur diyordu.Şöyle ifadeler vardı mektupta.”Sevgili Arkadaşım,
Aklın ve mantığın çözüm bulamayacağı bir yolda yürüyoruz.
Beni affet.Ben evliyim.
Sana iki yıl boyunca mektuplar yazdım.Ama cevap alamadım ve evlendim.
Karımla bozuştuk.Lütfen ona yaz ve bu evliliği kurtar.
Sana sağlık ve ömür boyu mutluluklar diliyorum.”
Gelen cevabi mektupta yaptığımın çok yanlış olduğunu söyledikten sonra; “Sağ olsun babam bana mektuplarını ulaştırmadı.” Diye yazıyordu.Babası üveydi Sevcan’ın.Velid mektuplarını kız adıyla göndermesine rağmen; ulaştıramamıştı Sevcan’a.
“İstediğin gibi eşine mektup yazdım.Lütfen onu bir daha asla üzme.Kendime yapıldığını düşündüm ve perişan oldum.Nasıl yaparsın bunu ha! Yapılır mı bu benim gibi babasıza,anasının gülüne yapılır mı? Ne kadar üzülmüştür,dünya başına yıkılmıştır kızcağızın.Senden hiç ummazdım,böyle bir yanlış yapacağını.Yine de sana mutluluklar dilerim.
Sınıf Arkadaşın Sevcan”
Üniversiteden beri hiç görmedi Sevcan’ı Velid. Hayallerinden sıyrılırken; “Mükemmel insandı.” “Benim boyumca çocuklarım var,onun da vardır mutlaka.” Diye mırıldandı. “Allah çoçuklarımızı mesut etsin, biz geldik,gidiyoruz işte…” Sonra yüzünü kimseye göstermeden ışığı sönük odasına yavaşça çekildi.
Kayıt Tarihi : 27.11.2007 21:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!