Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgideyim.
Terazide ölüm biraz daha ağır basıyor sanki.
Ayakta durmaya çalışan bir ceset misali...
Bazen ölüm korkusu sarıyor etrafımı...
Gölgem bile ürkütücü geliyor.
Koşmak kaçmak istiyorum.
İnsan hiç beklemediği ayrılık kelimesini duyunca
Herşey alt üst oluyor hayatında
Çünkü bütün hayallerini onunla kurmuştun
Hayallerinle beraber gitti dimi
Kalakaldın mı öyle
Şimdi kulak ver bana
Anlayamıyorum şu hayatı
Geçip giden bunca zamanı
Buruşan yüzümü ağaran saçımı
Anlayamıyorum azizim anlayamıyorum
Kırılan kalpleri
Çocukluğumu isterim ben
O kirlenmemiş yıllarımı,
Basit oyunlarımı,
Tertemiz hayallerimi,
Köyümün mis kokulu koyaklarını,
Dağlarını derelerini isterim ben.
Seven insan korkar derlerdi
Şimdi daha iyi anlıyorum
İnsan kaybetme korkusu olunca
Sevdiğini bile söyleyemiyormuş
Uzaktan uzağa sevebiliyormuş
Elini tutamasada sesini duymakla bile yetiniyormuş
Şu yüksek enginler dağlar ve taşlar
Biz gelir bize nice savaşlar
Zap suyu önünde kesilsin başlar
Piyade komando adımız bizim
Yastığımiz taştan yorgan da kardan
Kalem mi yazmıyor artık
Yoksa kelimeler mi tükendi
Gözler mi görmüyor artık
Yoksa Güneş mi tükendi
Papatyalar topladım kır bahçesinden
Hayattayız yaşıyoruz
Bir ceset misali
Ne varlığımız belli nede yokluğumuz
Gitgeller içindeyiz
Bir deniz misali
Giderken umutlarla gidiyoruz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!