Devasa taş tutmuş iskeleti
Gelmemiş bir zamana geçit
Işığa aç camsız pencereleri
Tutuyor zifiri karanlıkta cenini
Anı çalıyor diğer her şeyden
Her yürüdüğünde önümden
Cılız, kemiksi kolları çekiyor beni
Küf tutmuş kapkara saçlarıylan
Bir topal kendine aşık etti beni
Boğuldum o anlamsız çirkinliğinle
Neden bana güzelsin yüzsüzlüğünle?
Sönük renkli saçlarının renksizliği
Yok ediverdi kalbimden sensizliği
Kaldım topraklı gözlerinin ferinde
ellerim, ayaklarım
yerli yerindedir mutlaka
ceketim de ütülüdür
kravat mı acaba
kokuyor muyumdur hala
anam mahçup olmasa
Kör aynalarım ben, Anadolu’da
Camlarım buğulu
Demirlerim paslı, yemyeşil
Görüyorum her bucağı kırık camlarımla
Bir çocuk bakıyor bana, anasıyla
Yatıyorum, gözlerim kapalı
Kollarım açık, çarmıha gerilmiş gibi
Ayaklarım tombul, paslanmış bir çivi
Yaşıtlarımsa geziyor, candaşları kollarında
Dudakları eşli, gözleri mürit
Ben ise izliyorum, her bir bakış soyuyor onları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!