Şair Berzan - Veganizm & Vejetaryenlik Ş ...

Şair Berzan
72

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bir çok anarşist veganizmi veya vejetaryenliği uygarlık olarak tanımladığımız deliliğe karşı başka bir direniş veya eyleme biçimi olarak benimsemiştir. Hayvanlar kesilmek için sistematik olarak toplama kamplarında tutulurlar. Onlar hormonlar, antibiyotikler, kimyasallar ve diğer bir çok sağlıksız ürünle beslenirler. Hayvanlar, düşük ücret, tehlikeli iş koşulları ve sömürüyle yüz yüze kalan vasıfsız ve göçmen işçilerin karmaşık bir sistemi tarafından hep beraber kesilirler. Et, aynı zamanda kendi işçilerini sömüren, rakip firmaları bu işin dışına süren ve kendi işini dünya çapına yaymaya çalışan çeşitli şirketlere satılmak için öldürülen bu hayvanların vücutlarından elde edilir. Bu aynı şirketler, et “üretimini” mali olarak desteklerler ve bu nedenle otlak alanı açmak için ormanları temizlemek, kendi başına bir işçi sömürüsü olduğu kadar bir kitle katliamıdır. Bunun gibi bir trajediye bir cevap anlamında bir vejetaryen olmak doğal olacaktır.

Bununla birlikte, bir çok vegan/vejetaryen kendi direnişlerinin ahlaki olarak üstün olarak düşünülen ve içinde bulundukları yıkıma ve sömürüye karşı gözlerini kör eden durgun bir ahlaki durum olmasına izin vermiştirler. Vegan olma seçimi, ancak ihtiyaçlarını karşılaması için binlerce ve binlerce hektarlık alanda soya fasulyesi ve diğer sebzenin yetiştirildiği uygarlık içinde gerçekleştirilebilir. Açıkça bu ürünleri yetiştiren çiftlikler sayısız hayvanın ölümünü beraberinde getirerek ormanların ve diğer doğal eko-sistemlerin yerini almaktadırlar. Bir örnek olarak, soya fasulyesi (tofu, bitkisel yağ, ve diğer ürünler olması için) dünyanın en çok tüketilen ürünleri arasındadır ve o nedenle talebi karşılaması için çok fazla üretimi çok fazla yıkıma ve dünya çapında bitki ve hayvan yaşamının yok olmasına neden oluyor. Bu gerçekler, kendi yaşam biçimlerine eleştirel bakmayan kendine adaletli vegan ve vejetaryenler tarafından çoğu kez yukarıdan bakılır.

Toplayıcı-Avcılar vejetaryen değildiler. Beslenmelerinin büyük bir oranı bitkisel ve sebze temelliyken (yaklaşık %70’i) , onlar halen vahşi et tüketiyorlardı. Bazı besinler vardır ki, sadece hayvanlarda bulunur. Bunların arasında omega-3’ler ve B-12 vitamini (yeterli miktarda olmasa da, vejetaryen ve sentetik kaynakları elde edilebilir) bulunmaktadır. Bir hayvan türü olarak, hepçil olmamız doğaldır. Özellikle kendimiz ve yiyeceğimiz arasındaki ilikşki temsili ve yabancılaşmış hale geldiğinden dolayı, evcilleştirilmiş bitki ve hayvanların tüketimi yüksek oranda sağlıksız olurken, vahşi bitki ve hayvanların tüketimi sağlıklıdır ve vücutlarımız halen Paleolitik çağdaymışız gibi tasarlanmış olduğundan anlatmaya çalıştığımız biçimde yemeye daha yakından uyum sağlanır. Bunun gibi bir beslenme biçimi, bizi yemeğimizle ve böylece dünyamızdaki bitki ve hayvanlarla doğrudan bir temasa sokar.

Bizler vejetaryenliği kişisel bir seçim olarak görüyoruz, fakat fakat bizler fırsat verilirse, vahşi bitki ve hayvana dayalı bir beslenme biçiminin (avcı veya toplayıcı) uygarlığın dışında yapılan daha akıllı bir seçim (Paleodiet, Neaderthin, etc.) , bununla beraber insanlar olarak bizim için ve gezegenin kendisi için daha sağlıklı bir seçimdir.

Tamamını Oku