Dost bildiğim bulutlardan
Yağmadı kurak gönlüme vefa yağmurları
Yine çatladı gönül ülkemin bozkırlarında
Gözyaşıyla suladığım çorak topraklarım
Çatladı yine sabrımın kabuğu
Göğsümü yarıp uyuttuğum hicran çatladı
Ve çatladı sahte dostları anan dudaklarım
Gözlerim aşina olsa da bu sahte yüzlere
Sanal âlemde uçuşan harfler gibi
Silinse de hafızamda isimler
Yüzler yine kalır silüetler halinde
Titreyen ellerim basamaz tuşlara
Hala kaydet der atar hafızanın en uzak bir köşesine
Gelecek bir zamanın olmaz bir anında
Galebe çalınca merhamet
Siler eski tortuları yaşanmamışca
Sahte yüzler güler sahtelikle
Yalancı diller yine başlar hikâyesine
Başı ayrı
Ortası ayrı
Sonu ayrı
Biner üst üste çelişkiler
Tenakuzlar asılır kuyruğuna soru işaretinin
Yutkunurum yine gerçekleri
Vuramam yüze
Yüze vurulmaz denmiş ya bir kez
Hakikat en ağır şamar değil mi?
Zehri içimde kalır yine vefasızlığın
Ağır ağır ölürüm dostluk uğruna
Vefa uğruna ölürüm
Ne mezar taşım olur
Ne çiçekler dikilmiş toprağım
Gelen geçer yine üstüme basarak
Ve ben beklerim o karanlık kabirde
Beklerim hıçkırarak
Dost bildiğim bulutlardan
Yağmaz meçhul mezarıma vefa yağmurları
Üzerimde biterken otlar, çalılar
Okumaz hiç kimse bir Fatiha bile
Unutulur adım bu vefasız dünyada
Kalırsa benden geriye
Belki bu şiir kalır
Kayıt Tarihi : 25.10.2015 00:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!