Karşı pencerenin camından ikram gözüme,
kadim bir dost yüzü gibi, giderayak gün batımı.
Hiç keyifsiz bakar mı vazodan sarı çiçekler?
Bakıyorlardı evet...
Ve kupkuru bir sitemi çağrıştırır haykırışları;
“vefa mı? ”
Görüşümün aymazlığında elime geldi zaman
tutuldu...
Eski akşamlar aklıma...
Biz bütün çocuklar akşam olunca güle oynaya,
el verir taşırdık güneşi minicik avuçlarımızda.
Aman yanmasın yer, gök, doğru karşı tepeye,
sonra hep beraber yuvarlanırdık öteye, beriye,
mutluyduk...
Derken denizleri düşledik,
özgürce akmalıydık elbette zamanı gelince,
dolmalı, boşalmalı, aşmalıydık kendimizi, her şeyi,
eminim başardık da bunu epeyce...
Ve fakat buluşmalıydık, karışmalıydık büyük denizlerde.
Karışmasına karıştık da buluşmayı beceremedik işte...
Aslında hep bekleşip durduk hasretle bir yerlerde,
kavilleşmeyi unutmuştuk galiba çekip gitmeden önce.
Vakıa hasret de, kavil de yüreklerde...
Kupkuru adamların ağızlarında bir dolu laf...
Çalış dedilerdi oysa bize, çalışmaya durduk biz de...
Hiç keyifsiz bakar mı sarı çiçekler, ilahi?
Bakıyorlar vallahi...
Biz bütün çocuklar akşam olunca güle oynaya...
Bekir Mutlu GökçesuKayıt Tarihi : 13.7.2006 18:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)