İnsan çoğu zaman yüreğinde büyüttüğü bir hayali sever. Hiç görmediği bir yüzün hayaliyle uyur geceleri. Hiç görmediği gözler için methiyeler dizer. Yüreğinde bir prens veya prenses elbisesi biçer, yıldızların dağlara demir attığı bitimsiz gecelerde.. Sonra bir gün biri çıkagelir; sıradan, herkes gibi biri… Sonra yüreğinin ipeği ile dokuduğu o giysiyi ona giydirir. Artık kimsenin bakmadığı bir gözle bakar ona. Kimsenin göremediğini görür. Kimsenin göremediğini görür, çünkü aslında gördüğü şey gerçekte yoktur, gördüğü şey kendi biçtiği elbiseden başkası değildir. Kimisi de biçtiği giysiyi, gerçekten yakışana giydirir. Bunlar bahtiyardırlar. Kimsi de hiçbir zaman, ruhlarında o ateşi alevlendirmezler. Onlar aşka inanmazlar, hayallerinde bir prens veya prenses yoktur. Onlar bahtiyar mıdırlar yoksa bedbaht mı? Sana göre veya bana göre değişebilir, kimine göre aşk şeytanın gözyaşlarından damıtılan bir lanet, kimine göre de bir ab-ı hayat olabilir.
Anlar mısın kalplerin dilinden? .
Konuşsa ruhlarımız fısıltıyla;
Sen çok uzaklardayken,
Yıldızlar seni işaret ediyorken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!