Kaç zaman kaybettik;
Farkına vardık mı hiç?
Gözümüzün önünde akıp giden
Hayallerimiz miydi?
Ömrümüzden.
Bir sonbahar yaprağı gibi
Susmak...
Ne garip bir sığınaktır, belki de çaresizliğin efendisi.
Engin kasırgaların yıkımından kaçarcasına sığındığın,
Bir liman.
Yokluğun acısını, dişlerinde hissetmek kadar anlamsız,
Kuru bir yaprağın rüzgâra direnmesi gibi manasız.
Çaresizliğin fırtınası esiyor yüreğimde;
Ellerime hükmedemiyor artık beynim,
Gözlerim buram buram hasret pınarlarına gebe
Ve... Ölümü bu kadar mı çok ister insan?
Sevda değil bu, haykırış ötesinde bir çırpınış.
Hani, sen gitmiştin ya;
Nasıl yandığımı
Anlatamam...
Hani, sen unutmuştun ya;
Neler çektiğimi
Unutamam...
Sevdamın uğruna düştüm bu yola,
Aşk yokuşunda yürür giderim.
Bir bakış, bir gülüş kurbanım ona,
Yare gitmek için coşar giderim
Dağlar mı çıkarmış karşıma benim?
Gecenin tam ortasındayım.
Gözlerinden yansıyan
Buğday yanığı kahverengi
Yakamoz ışıltıları arasında,
Sevda fırtınasının
Hüznünü yaşıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!