Gençliğimizin en bıçkın zamanlarında,
Yola koyulduk heyecanla,
Büyülenmiştik tarih yazan Ata’mızı da görünce,
Üniformalı simasıyla,
Her birimiz ayrı diyardan,
Yanımızda bir gönül dolusu anılarla,
Sevenleri baş başa bıraktık,
Kurumaya yüz tutan göz pınarlarıyla,
Huzur istemiyorlar belli,
Asırlara kucak açmış mağrur memleketimde,
Topraklarımıza bırakın göz koymayı,
Üstümüze kurşun atan vardı hem de,
Ayak basmadık yer kalmasın diye,
Çırpındık adım adım ülkenin sinesinde,
Bilir misin en masum haliyle,
Bu kahraman askerler bile şimdi içerde,
Gökyüzü patlayıp üzerimize boşalınca,
Güneşe muhtaç beklercesine,
Bir umut içinde güveniyorum,
Bildik adaletin normal semeresine,
Sadece ahmaklar karşı gelir,
Bu kadar acının dinmesine,
Haksızlığı savunan,
Kanımca aynısını beğenir, haklı kendisine,
Günün birinde,
Toplum vicdanına hesap zamanı aniden gelince,
Güvendiğin dağlara kar yağar,
Hayal kırıklığı bulut misali birikince,
Aslında kendin ettin,
Cezasını evlatların da çekiyor düşününce,
İşgüzar tuhaflıklar güruh halinde,
Peşini de bırakmıyor kendince,
Gündem efsunlu iklimlerden ibaret,
Geçmiş de tekerrürden,
Korkak tohumu filizlenmez bu vatanda,
Malumdur evvelden,
Güç bela ayakta durana aldırmayın,
Her şeyi tutarsız hariçten,
Kaçınılmaz sonuna doğru,
Yolları arşınlamakta kendi kaleminden,
Ardından habersiz telaş içinde,
Macera düşkünü bir kalabalık,
Tam manasıyla, sanki eceline yüzen,
Av mahkûmu sürüyle balık,
İçlerine girdiğin zaman,
Devamı acınası vefasızlık,
Bakarsın beraberinde geliverir,
Tüm hızıyla vedasız ayrılık…
Kayıt Tarihi : 31.8.2018 09:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Vedaya zamanımızın olmadığı ayrılığın kapımızı ne zaman çalacağı belli olmadığı için anı farkında olarak yaşamak ne de güzel olur...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!