Gülleri kim kuruttu bu akşam böyle?
Ufuklara kim serdi boylu boyunca?
Bak, akşamlar gülkurusu…
Yıldızların yuvasını kim dağıttı yine?
Şaşkınca dolanıyorlar gökyüzünde
Aradıkları, yitik bir sevgili mi?
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Her ayrılık bir ölüm,her ölüm bir ayrılık demiştim bende.
Veda....Adı üstünde yüreği param parça etmeye yetiyor zaten...Her vedanın sonunda mutlaka bir kavuşma olacaktır ama ya dönüşü olmayan yollara gidilirse...
İşte o zaman elimiz kolumuz bağlı kalıveririz yüreğimizle baş başa..
Kutluyorum.
Saygımla
akıcı ve duygu yüklü şiirinizi beğenerek okudum...kutlarım vedasız bir hayatı özleyen ve seven sevgi dolu yüreğinizi...tam puan...saygılarımla..ibrahim yılmaz.
Saklımda tüm sevdalarım.
Anılar, beni rahat bırakın
Yorgunum,
Alıp başımı
Gitmek,
Çok uzaklarda bir yerlerde
Dinlenmek istiyorum.
Geriye bakmaya korkuyorum.
Ağlarım, biliyorum.
İşte o yüzden dönüp
El sallamak istemiyorum
Vedaları hiç sevmiyorum… ' ÇOK LEZZET ALDIĞIM BİR ŞİİR OKUDUM...TEBRİKLER BİR TANEME....KOCAMAN SEVGİLERİMLE: )) '
şiir kadar o şiire yapılan yorumlar da çok önem arzeder. özellikle edebiyat hocamız necdet arslanın yorumları şiire büyük katkıda bulunmaktadır.okudum yorumunu. tekniğiyle içeriği ile şiiri çok güzel irdelemiş ve yorumlamış. bana gelince teknikten ziyade o şiirin lezzetine bakarım. bir sofraya oturduğumda hoşuma giden yemeğin nasıl yapıldığını sormam. o güzel yemeği pişirip sunana teşekkürlerimi sunarım. bazılar sorar tabi.ben bu şiirinizden lezzet aldım. sesli yorumlamaya çalıştım ve tonlamaların çok güzel olduğunu farkettim. şundan emin olabilirsiniz ki bu şirinize hangi ünlü şiir yorumcusu ses olsa büyük bir keyf alır ve dinleyenlerin duygularına hitap eder kanaatındayım. ismiyle metniyle ve bütünlüğü ile muhteşem yazılan bu güzel şiirinizi kutluyorum. kaleminizi her daim güçlü kalsın naime hanım. tam puanı istanbuldan gönderiyorum size...
' Vedalar insanı hüzünlerdirsede merhaba demek kadar vedalaşmakta gereklidir, yeterki sevgiye, saygıya, dostluğa veda edilmesin.'
Tebrikler, selamlar.10
Vedaları kim sever ki! El sallasanız da sallamasanız da burukluğu içinizi yakıyor. Bari sallayın da bıraktığınız kişi biraz mutlu olsun. 'Arkasına bakmadan gitti ' Demesin.
Sevdiklerinle hep birlikte olman dileğiyle.
Yıldızların yuvasını kim dağıttı yine?
Şaşkınca dolanıyorlar gökyüzünde
Aradıkları, yitik bir sevgili mi?
Her dizesi harika yeni buluşlar. kutlayıp 10 puan veriyorum
Vedalar hüzün vericidir.
Ve dinlenmek,
Bedenen değil ruhen de gereklidir.
Şiiriniz çok anlamlı.
Tebrikler.
Kadir Tozlu
VEDALARI SEVMİYORUM…Bir Naime ÖZREN şiiri.Sevdaya ve onun uzantısında ayrılığa değgin.
Bu incelememin ana konusu şiirin şekil yönü,dil ve anlatım tekniği,şairin biçemi değil; doğrudan doğruya şiirin içeriğidir.
Ama ne var ki bir saptamayı yazımın başlangıcında ortaya koymak zorundayım.Bu saptamayı şöyle söyleyebilirim:Naime ÖZEREN,şiirlerinde sözü dolandırmayı sevmeden,kestirmeden söyleme izleğini sahip bir şairimiz.Bu özelliğini tüm şiirlerinde görebilmek olası.
Şiirin adından da anlaşıldığı gibi içinde bulunulan an’a vurgu yapıyor Sayın ÖZEREN.Ancak,tümce boyutundaki bu adda eylemin söyleniş biçiminde ‘’geçmişe’’ değgin bir dokundurma da yapılmıyor değil.Şairin yaşamında birçok ayrılığın gerçekleştiğini şiire ad olan söz grubunun ‘’belirtili nesnesinden; yani ‘’veda’’ çoğullamasından da anlayabiliyoruz.Doğrudan doğruya ‘’Vedaya yönelik’’bir sevmeme durumundan öte,bundan öncekilerle örtüşen ‘’yeni durum’’olarak da söylemek olası diye düşünüyorum.
Sorunu genel bir saptamayla ortaya koymak gerekirse eğer; Attila İLHAN’ın o ünlü şiirinden alıntı yapmakta yarar var:
‘’Ay ışığına batmış / karabiber ağaçları /gümüş tozu /gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar /yaseminler unutulmuş /tedirgin gülümser /çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var /çünkü ayrılık da sevdaya dahil…’’
Aslında doğal bir süreç ayrılık.Sevdanın bir uzantısı…
Ama Şair tedirgindir.Sözcük boyutuyla değerlendirilecek olursa veda ‘’Ayrılırken yapılan esenleme’’dir.Taraflar birbirlerine gelecek zamanlara yönelik güzel dileklerde bulunarak ayrık yönlere giderler.
Şairin tedirginliği ‘’Sevmiyorum’’ yargısıyla ortaya konuluyor.Belli ki tek taraflı olarak ‘’uzaktakine’’ yapılan göndermeyi çağrıştırıyor.Hiçbir esenlik dilenmeden kopmayı…
Her ne değin şiirde savlanan yargı ‘’finale’’ monte edilmiş olsa da, durumu şiirin sonunu başlangıç kabul ederek, boşalan film şeridini geriye sarmakta yarar var:
‘’ Yorgunum,
Alıp yüreğimi
Gitmek,
Çok uzaklarda bir yerlerde
Dinlenmek istiyorum.
Geriye bakmaya korkuyorum.’’
Bu bölümde ‘’Çok uzaklarda bir yerlere gitmekten,orada dinlenmekten’’ söz ediliyor.Ancak,kişinin başka bir coğrafya kaçmasının ‘NEDENİ’ asla açıklanmıyor.Salt:
‘’ Neden döküldü yapraklar birden?
Yoksa mevsim,
Umutların hazan vakti mi?
Eteklerimde son güz yaprakları,
Saklımda tüm sevdalarım.
Anılar, rahat bırakın beni.’’
İyi giden,iyiye giden bir birlikteliğin apansız sonlanması ‘’son güz’’ sendromu olarak değerlendiriliyor.
Acaba öyle midir?
Sözü,tam bu noktada Ahmet İNAM’a teslim etmek ve O’nun DEVERÂN adlı şiirinden alınan bölümüyle sürdürmekte fayda var:
‘’Ayrılıkların yoktur nedeni.Birden bire açarlar yapraklarını,savururlar bizi./İki çiğ damlası iken,duruyorken beyaz bir dalın kanadında./Her karşılaşma ayrılıkla biter,her doğumun ölümle bitişi gibi./…’’
Şair belli ki bu gerçekliği göz ardı etmiyor.Hatta bir ‘’nesnel’’ durum olarak görüyor.Ve bu nedenden olmalı ki şiirinin başlangıcında betimlediği doğa ile yukarıdaki alıntıyı örtüştürürcesine:
‘’
Gülleri kim kuruttu bu akşam böyle?
Ufuklara kim serdi boylu boyunca?
Onca güle yazık etti
Bak, akşamlar gülkurusu… ‘’ dizelerini koyuyor şiirine.
Vedaları Sevmiyorum!
İş dönüp dolaşıp bu başlıkta düğümleniyor.
Sormazlar mı ki ‘’Deneyimleriniz olduğu halde neden böylesi bir yıkılmışlığı yeniden yaşamak istiyorsunuz? ’’
Yanıtı yok değildir bu sorunun!
Ahmet İNAM,anılan şiirinin sonunda:
‘’Peki,neden yaşıyoruz? Bitecekse neden başlıyor?
Yaşayın diye./Acısını duyun diye yok oluşun./Bitişin/Tükenişin/…’’
Galiba Sayın ÖZEREN’in bu şiirden hareketle başka bir saptamayı yapmamız gerekiyor.
Her sevi,bir öncekini aratmayacak değin başkadır.Bu tansığın yaşanılması da bundan kaynaklanıyor!
Bu yargıya ulaşmamızda Murathan MUNGAN’ın TERASTAKİ HAVLU öyküsü yardımcı oluyor.Anılan öykünün son bölümünde:
‘’On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin,bu kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendime.Sonra anladım:Bir aşk birçok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde.’’
Evet, şiirde kavrulmuş bir yüreğin derin inlemeleri vardır.Bir ruh üşümesi belki de:
‘’
Göçmen kuşlar çoktan gitti,
Boş kaldı yuvaları.
Bakma sakin ve umarsız duruşuma,
İçimdeki kuş ta göç telaşında
Sert, acı bir karayel esmede şimdi… ‘’
Bu kaçıncı kez görülen tablodur?
‘’Bir aşk,birçok aşktan yapıldığına göre’’ ötesini sorgulamaya gerek var mıdır?
VEDALARI SEVMİYORUM! demek belki de bu yüzden masumca bir söylemdir.
Konuyu daha da derinleştirmeye bilmem gerek var mıdır?
BERTOLT BRECHT, ‘’Sevgililer’’ adlı şiirinde:
‘’Değişen yüzleri altında güneşin ve ayın
İki özgür sevdalı yine uçar giderler
-‘Hey nereye yolculuk? –‘Hiçbir yere’
-‘Kimden kaçıyorsun? ’ –‘Herkesten’
Sorarsanız ‘’kaç zamandır birliktesiniz? ’’
-‘Çok az zamandır.’-Ayrılık ne zaman peki? / -‘Hemen’
Sevda işte böyledir,anlıktır sevenlere.’’
Şu var ki, Şiirde ‘’ Anılar, rahat bırakın beni ‘’ dizesi anlık bir sevda olmadığının ip uçlarını veriyor.
Fakat İvan BUNİN:
‘Düşler de anımsayışlar da silinir gitgide
Kalır sadece,her şeyi başlatan bir uzaklık’’
derken her sevilmeyen vedanın içinde bir uzaklığın başladığını gizleyemiyor.
Çaresiz kalışımız kadar çarenin de kendisi olan vedalar sevilse de sevilmese de varlığını koruyacaktır.
Sayın Naime ÖZEREN’i ‘’Seviye konu olan insanların sözcülüğünü üstlenen ‘’şiirinden dolayı tebrik ediyorum.
Çok hoş bir şiir. Can-ı gönülden tam puan ile tebrikler ve listemde. Yüreğiniz dert görmesin, kaleminizden mürekkep eksilmesin. Saygılarımla..
Bu şiir ile ilgili 53 tane yorum bulunmakta