Anam tatlı açmıyor artık
İşi yok
Aşı yok
Ne su taşır
Ne çamaşır
Ne bulaşık, ne sökük, ne yırtık
Gece gün
Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Devamını Oku
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
göçen annelere rahmet, yaşayanların ellerinden öperim.
Uzun olmasına rağmen sonuna kadar okuyabildiğim ender şiirlerden biriydi.
(şiirde kültür eğer bilgi verici ve anlatıcı durumuna gelmişse şiiri takdir ederim,önemli sorular da soruyorsa insanı düşündürüyorsa kaymaklı kadayıf gibi olur.)
Şiir kültür bilgi vermiyorsa,kültürsüz bilgisiz bir şiir olur sorularda sormuyorsa öğrenmeğe niyeti olmayan bir şiir olur.Buna da boşa kürek çeken şiir desek yeridir.
Cümle ehli imanın göçmüşlerine Allah tan gani gani rahmetler dilerim.
sanırım ölüyorum
çünkü sanırım annem ölüyor
ellerim kurumaya başladı yalnızlıktan yavaş yavaş
gözlerimin nemi yeşertemiyor içimin gazellerini
sabahın bin cıvıltısına
yeryüzünün su kokusuna aşina değilim
saydam geçirgenliği bir duvar oldu ruhumun
çarpıyor ve sanırım ölüyorum
sanırım annem ölüyor
veda bakışlarında
hicran sözlerinde tükenip duran kalbim
artık çok esnek
çok katlanabilir kağıttan bir kuş
ve annem
içimin ormanında daim ceylanım
seni sereserpe tekdüzeliğime yoldaş ettiğim zamanlar
bitiyor mu
ne
neden bunca veda
niye bu hüzzam bakış
burdayız
ve dünyayı çiğnemeye devamdayız
sensiz hangi depremi karşılasın göğsüm
hangi yağmur ıslanmaya değer
yüzümün incecik kıpırtısına bakılırsa
ve hüznümün devasa açlığına
ölüyorum sanırım
çünkü sanırım annem ölüyor
getir bana şimdi melek
sesimi ödünç verdiğim sineyi
sütünden iman emdiğim
göğsünde hazan söndürdüğüm memeyi
getir beni annemden
dünyanın içine koy
yeryüzü yüzüme çığlıklar çizsin şimdi
nefesimde kızıl ceninler büyüterek
ölüyorum sanırım
çünkü düşlerimde bir anka yandı
rüyamın gözesinde serin sular çağıldadı gözlerimden
derdest et şimdi beni melek
ruhumu fersiz sonlardan koru
kanatlandır kalbimi
sar beni merhametin pamuğuna
çünkü melek
sanırım ölüyoruz
bütün anneler ölüyor
bu gün sıra benimkinde
@..
Evet bu şiir uzun; uzun olmasına da, bizler de çoğumuz ezber gibi okuduk bitirdik şiiri Birkaç söz kaldı aklımızda bir kaç değişik söz. Oysa bu şiiri o tok sesiyle, tane tane vugulayarak; İbrahim Sadri okusa, nasıl olur acaba?Çok güzel olur. Bu şiiri, ondan dinlemeli. Bir kereyle yetinmeden, gözlerimiz yaşararak hüzünlenerek, takdirle; işte şair, işte şiir diyip düşünerek. Bu vesileyle şiir de rengini dilini bulsa. Şaire ve annesine huzur içinde nur içinde yatsınlar diyor, rahmet diliyorum.
Alır karanlığı gökler hanemizden
Hanemiz deryaya karşı
Köpük köpük saflar yürür Karadeniz'den
Bu bir tevekkül savaşı
En son ümide izin bitti
Gözler karabiber
Akşam kılındı, yasin bitti
Anamla beraber
Selaya tırmanır bu ezan
Ölüm kaç basamak
Görünür alnımıza yazan
Bir görünmez parmak
Yok yok böyle konuşmaz insan
Nedir bu yüz asmak
Hele baba bu nasıl lisan
Ne söyler bu susmak
Ben bu şiirde kanser olan annesini ağır ve acılı bir şekilde son yolculuğuna uğurlamaya hazırlanan inançlı bir evlâdın tevekkül mücadelesini görüyorum.Tevekkül bir manada olmak ya da ölmek meselesi.Ölmeden ölmek.Ölüm karşısında tevekkül yani ölüm karşısında ölüm.Bir annenin kaybından daha trajik olan bu bence.Şiirle var olmak değil de şiirle olmak.Şiiri oluşumuzun aracı kılmak.İşte bu noktada şekil, teknik, kurgu, kafiye şu bu ve hatta şiirde biter.Çünkü başka bir âlemin kapısına gelinmiştir.Ömer Lütfi Mete'ye bütün analar kadar mübarek anasına ve bütün mü'minlere rahmet dilerim.Şu karanlık günlerde onun gibi bir akl-ı selime ne çok ihtiyacımız var.
'Anamın teninde sır belirdi; kanser.....'
Ömer LÜtfi Mete'nin Ö-LÜ-M haberini bir Olağan Şüpheli'den almıştım..ÖLÜM adını verdiği şairin bu şiirine yorumunu merakla beklemekteyim sıradışı şüphesiz arkadaşımızın..
Gelelim benim yorumuma;
Aile bireylerinin kaybını, acısını anımsatan her kelime, nota, figür bizlere mübarek gelir oldum olası, benim de anımsadığım bir kaybım varken bana da mübarek gelmesi doğaldır elbet.
Ancak, daha iyi şiirleri olduğunu bildiğim şairin bu anımsatma ile prime ihtiyacı olmadığını bildiğimden seçimi ve seçicileri, en az ufo görmüş kadar yadırgadım...
Saygı ile..
Şairimiz Ömer LÜTFİ METE, analarımızın son görüntülerini, şiirin gizemli dilşyle sunmuş bizlere. Hıçkırık düğümlerini yutkunarak okudum.:
1) Sualdir annemin kaşı.
2) Alır karanlığı gökler hanemizden.
3) Bir gam eser şimdi yamaçlardan.
4) Efkar yüklenmiş babalar.
5) Pencerem bir kasvet işler
Bu güzel şiire, antoloji.com/da kayıtlı 'Ana Kucağı' başlıklı şiirimin birinci kıtasıyla eşlik etmek istiyoru:
' Mutluluğun ikiz doğurduğu yer,
' Ana kucağıdır ana kucağı.
' Güven ordusunun oturduğu yer,
' Ana kucağıdır ana kucağı.
......................
.....................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Anne! Senin için yaş akıtmayan göz yok.
Toprağın bol, mekanın cennet olsun şair.
Şair anasını anlatan içli bir mektup yazmış.Şiir daha başka bir şey,nasıl diyordu Lara Hanım:'şiir yur,yıkar,arındırır,güzelleştirir,ağlatır,güldürür illa da yürek söker,boğazınıza paslı bir hançer bırakır söz düğününden...'
beni arabesk şarkılarla büyüttüğün için teşekkür ederim anne...
hüzün gözlü kadınları sevdim sayende....
...............
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta