Ernest’e
Artık gözlerimi açamam
Gördüklerim zamanla birlikte yok oldular.
Sildi renklerini günbatımları
Altın ışıltıların güzelliğinden yoksunlar.
-Akşamın yıldızları çınlıyor
Ernest——
Ellerini sıkıca tutuyorum-
Senin ve benim
İkimizin yetişkin içtenliğiyle.
Otların arasındaki mandalin ağacında
Yuvadaki kuş şarkı söylüyor
Artık kızarmaktan utanmadığımı
Hüzünlerimin acısından da.
Ernest…
Bir kez ‘seni seviyorum’ de!
Dudakların eğer
Dört yapraklı yoncaya değerse-
Çiçek tarhlarında düş gülleri açar
Işıldar bedenim, Ernest.
Beni yükselen sulara bırak
İçinde yarınların uyuduğu
Terkedilmiş kentlere dön.
Yollarda kimsesiz, Ernest, şiirler.
Nasılsa karşılaşırız,
Artık senin ve benim olmayan
Anılarımızla, Ernest.
Cezam devam ediyor,
Geceler ağarana dek Ernest.
Yük arabasını çekiyor at
Umutsuzluğun yüküyle yorgun-
Ve –kırbaç darbeleriyle.
Yüreğim çimlerin üstünde
aşka inanışını, otlayan hayvanlara anlatır,
Beyaz ve kırmızı tomurcukların arasında, Ernest.
“Ah, hiçbir zaman ellerim ellerinde olmadı” –
zarflar içinde dizilir, Ernest
Sesindeki sevimli iletiler.
Sahra kumlarının üstünde bulutlar birikiyor
Bildik yataklarda
Göksel ışıkları karartmak için.
Başımı avuçlarına bırakıyorum
Avuçlarında dinleniyor ruhum, ellerin benim vatanım
Orda soluyor düşler, şiirler…
Çeviren: Arife Kalender
Else Lasker-SchülerKayıt Tarihi : 10.11.2016 15:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!