gidiyorum; yorgun, solgun, ağlamaklı
viraneme doğru
sizin şehrinizden Tanrı’ya götürüyorum
perişan ve divane gönlümü
alıp götürüyorum, o uzak noktaya
günahın renklerinden arındırmaya
aşkın lekesinden temizlemeye
yok olup gitmiş, yersiz bunca istekten arındırmaya
alıp götürüyorum, senden uzak kalsın diye
senden, ey boş umudun cilvesi
alıp götürüyorum onu, diri diri gömeyim diye
bundan sonra konuşmayı hatırlamasın diye
inleyiş titriyor, gözyaşı oynuyor
ah, bırak, bırak kaçıp kurtulayım
senden, ey günahın coşkun pınarı
en iyisi bu belki de, senden sakınayım
Tanrı şahit ki mutluluk goncasıydım ben
aşkın eli geldi ve dalımdan kopardı beni
âhın alevi oldum, yazık ki
dudağım bir daha o dudağa kavuşmadı
sonunda yolculuk bağı bağladı ayağımı
gidiyorum, dudaklarımda gülümseme, bağrımda kan
gidiyorum, gönlümden çek elini
ey, hiçbir şey vermeyen, boş umut
Çeviri: Makbule Aras
Füruğ FerruhzadKayıt Tarihi : 12.11.2016 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kez tatmış, bin kez pişman olmuşsun, Dalından kopmuş, uzaklara savrulmuşsun
Umudunu yitirmiş, hatta diri diri gömmüşsün
Aşk'tan kaçırıp gönlünü, sessizliğe yürümüşsün..
Ahh be kadın, s/ele versen de kalbini, kendinden kaçamazsın ki... Ruhumu g/ördüm şiirinde...
"Tanrı şahit ki mutluluk goncasıydım ben
Aşkın eli geldi ve dalımdan kopardı beni..."
ey, hiçbir şey vermeyen, boş umut
TÜM YORUMLAR (15)