1.9.1954 yılında Muş'un Varto ilçesinde doğdum.Babam devlet memuruydu.Doğumumdan 2 yıl sonra Erzurum'un Hınıs ilçesine tayini çıkıyor babamın.Ve buna müteakip 1956 yılından 1959 yılına kadar Karayazı ilçesinin Koçan nahiyesine gitmişiz.1960 yılında Erzurum'un Çat ilçesine orada 1966 yılına kadar kaldık.1966 yılında babamın tayini dolayısiyle Erzurum'un Şenkaya ilçesine ve 1975 yılına kadar ilkokul.ortaokul ve liseyi bu ilçede okudum.Daha sonra Şenkaya'nın Yünören Köyünde öğretmenlik yaptım.1976 yılında Ankara Muhabere okuluna asker olarak geldim.1977 yılında askerliğim bitti.1978 yılında mevsimlik bir işe girdim ve 11 ay çalıştıktan sonra işten ayrıldım.Varto'ya gittim.1978 yılı balık avlayarak evimizin geçimini sağladım.Biz 7 kardeşiz.1979 yılında Ankara'da Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde işe başladım memur olarak.1987 yılında aynı kurumda çalışan eşimle evlendim.1989 doğumlu Oğlum Yusuf Deniz ve 1994 doğumlu oğlum Barışcan dünyaya geldiler.Halk müziği ve maraton dalında uğraştım. Su altı sporları Milli hakemi olarak halen görev yapmaktayım.1983 Yılından 2005 yılına kadar Gençlik kamplarında liderlik ve Eğitim Şefliği görevlerinde bulundum. 2007 yılının ağustos ayında emekli oldum.Eşim ve 2 oğlumla sakin ve sukunet içinde yaşıyorum çok mutluyum bu mutluluğumu eşim ve çocuklarıma borçluyum.Evet işte ben buyum ileride hayatın zorluklarını nasıl omuzladığımı yazacağım.
Evet,ortaokul 1.sınıftan başlayıp liseyi bitirene kadar ayakkabı boyacılığı ve bunun yanında hamallık,yağlı boya işleri,inşaatlarda çalışmak dairelere gelen kömürü taşımak,kış günü doğunun o dondurucu soğuklarında sabahleyin erkenden okula gitmeden önce bakkallara gelen malları 3 kuruşta olsa boşaltmaya ve okul saatinda okula ders arasında verilen teneffüslerde okulumuz sahasında yapılan başka bir derslik sınıfına tuğla taşıyordum ve ders bitimi 225 kuruş alıyordum.Ayakkabı boyasından aldığım paraları küçük kardeşim Ziya Erzurum Yavuz Selim İlk öğretmen okulunda okuyordu ona zarfın içine 250 kuruş veya en çok 5 lira gönderiyordum.Bizler 10 kardeştik babam tek maaş olduğu için geçimimiz çok zordu.Ekmeği çok ince dilimlere bölüp ve zeytinleri tane ile yiyebilirdik.Bazen arkadaşlarımın evlerine giderdim onlarda tandır ekmeğini bolca yerdim.Bu fakirlik 1975 yılınıa kadar sürdü.Şenkayanın Yünören köyünde vekil öğretmenlik yaptığım zamanlarda benden daha fakir insanlar gördüm.O zaman biraz doymaya başladım.Ve derken askerlik Ankaraya gelişim ve iş bulmalar öylece hayat yeniden başladı.İş yeri,nin sıkıntıları ve 1980 12 eylül darbesi bizleride fena halde vurdu ve geçirdi yapanları lanetliyorum ve kınıyorum.1982 abimin evlenip evden ayrılması,kardeşim Ziyanın askere gitmesi beni iyice sıkıntıya soktu ve derken 1986 yılı benim nişanlanmam ve 1987 yılı evlenmem oldu.Böylece ailemizden yavaş yavaş kopmalar başladı.evde 2 kız kardeşim ve 1 erkek kardeşim ile annem kaldı derken onlarda zamanla evlendiler kalan annem ve erkek kardeşim oldu.Hayat çok acımasız kim ne derse desin çok çileler çektik birde en hüzünlüsü babamızın bizden ayrı olması analıkla birlikte yaşaması ve baba özlemi derken güngeldi çattı 28 temmuz 2003 yılında babamızı tam görmeden doya doya arkadaşlık yapmadan bu dünyadan çekip gitti.Bizler baba olduk babalığın ne kadar kutsal olduğu çocuklarımız olduktan sonra daha iyi anladık.İşe başladığım 1979 yılları bizim için bayağı zor olmuştu çünkü Ankara gibi bir büyük şehire yerleşmek ve oranın şartlarına alışmak derken 1980 yılının 12 Eylülü bizi zor durumlara soktu.Hiç aklımızda olmayan siyasetin kirli yüzünü bize gösterdiler ve 13 Eylül 1980 yıllarında yalnış bir anlama sonucu karakollara götürüldük ve kardeşlerimden en küçüğü suçsuz günahsız tam 30 gün yattı ve suçsuz olması kesinleştikten sonra serbest bırakıldı ama bize ve aileme de olanlar oldu.Bu darbeyi yapanları yine lanetliyorum Türk halkının o gencecik insanları bu yıllarda çok kayıp verdi.İnşallah o insanlarda çocuklarından çekerler diyorum.1982 yılı abim evlendi evden ayrıldı küçük kardeşim 1983 yılı Askere gitti ve ben tek kaldım bayağı zorluk çektim.O yıllarda bir spor kulübünde atletizm ve voleybol dalında müsabakalara katılıyordum aynı zamanda kurumun halk müziği korosunda uğraşıyordum.1982 yılında Bakanlığın açmış olduğu gençlik kamplarında liderlik yaptım bu 20 yıl olarak devam etti.1986 yılında iş yerimde çalışan ve şimdiki eşimle evlendim 1989 yılında Yusuf Deniz ve 1994 yılında Barışcan isminde iki oğlum oldu.Onlar benim herşeyim.Topluma iki tane faydalı insan yetiştirdiğime inanıyorum.İnşallah iyi olurlar.Yaşam bizim için bayağı zordu evlendiğim yıllar eşim ve ben almış olduğumuz eşyalarımızın taksitlerini beraber ödedik taksidimiz bittikten sonra 1987 yılının 19 Ağustosunda evlendik.Allah bana büyük bir nimet olan eşimi gönderdi bu kadar mükemmel bir eşi bulmak benim için manevi değeri çok yüksek olan bir duygudur.Herşeyiyle zorluklara ve yoksulluklara katlanan bir dilim ekmek ve soğanla yetinen bir devlet memuru insan benim için kusursuz bir yaratıktır.Çok şanslıyım.ilerki günlerde yaşadığım sıkıntıların bir kısmını sizlerle paylaşacağım.Evet insan bir kere fakir olmaya görsün gözü çıksın bu sözcüğün zaten her ne kaybettikse bunun yokluğundan kaybettik.Ama kişilğimizi hiç bir zaman işte o parayla alamadılar ve alamayacaklar.
Ah ah ah bunları yazarken iki gözüm iki çeşme kolay değil dostlar yaşama sıkı sıkı sarılmak ve sorumlulukları yüklenmek.İşte ben doğunun has insanı olarak Vartolu Vecdi HATUNOĞLU''yum. Bütün insanları kucaklıyor sevgi ve saygılarımla.Şiirlerimi Eşim,iki evladım ve Hatunoğlu
ailesine sunuyorum.
Eserleri
Şiirlerimin hepsi kayıtlı olarak düzenlenmiştir.
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!