Keşke oyuncak olmasaydı şiirlerim elinde,
büyük harflerle incinmişliğin
uyandırdığı ismin silinseydi beynimde...
Derimi lime lime ederek işlenmiş ihanetin,
gözü kara yalnızlığımı kat kat geride bırakıyor.
Bizi birbirimizden ayıran,
dolduramağım zamanlarda
önce beni kara batak gibi derinlere çeken,
sonra bir su yosunu gibi fırlatıp atan,
kısır denizindi...
Ve sarp kayalıkların yarıklarında yaz kış biriken
bir türlü erimeyen hüzünlerimdi...
Tüm bunların vebalini kim ödeyecek, söyler misin?
İçimde bıraktığın enkazlar kök salıp
dallanıp budaklandı.
O kadar ki ölçüsüz hayaller kurup
yönümü göremez oldum.
Bana biçilen rolleri yerine getirirken
düşüşün en uç noktasına geldim.
Sana olan nefretimi kendime çevirdim.
Boşuna demiyorum yansın bu şehir diye...
Bir yere ait olma ümidini içimde taşırken,
ne umutlarımı taşladın sen!
Ne hayaller yuttun sen!
Yersiz yurtsuz bıraktın beni yaşarken...
Her geçen gün acılarıma eklemeler yaptın
sonumu düşünmeden...
Bunun vebalini kim ödeyecek, söyler misin?
Ayın geciken batışı
ve bir türlü gelmeyen
yeni bir günün habercisi...
Kuşların tatsız şarkıları
ve taşkınlığımın sebebi sensin!
Bunu istesen de inkar edemezsin!
Duygusuz işvene kurban ettin beni!
Maceraya olan düşkünlüğün,
sarhoş eden serabın
ve ruhuna işlemiş yalanların depreşmesi
yüzümdeki sadık güneşe karşı taban tabana zıttı.
Dizginleri eline almak için
masum düşüncelerimi feda ettin.
Yine de sığ suların altında gizlenen
sivri kayalarımı göstermedim.
Acım sessiz, kederim dilsiz,
vicdanım pusulamdı...
Ben senin gibi vurdum duymaz olamadım!
Yaptıklarının vebalini kim ödeyecek, söyler misin?
Dedikoduların birbirine sokularak
yaydığı iğrenç koku sardı
geçtiğim karanlık sokakları...
Kabaran yüreğimin nefesi tıkandı.
Tanyeri ağarırken dayanakları çöken
umutlarımı toprağa verdim.
Gök kubbeden yağmur boşandı,
ardından şimşekler çaktı.
Kalbimin yıkıntı yığınlarından
yüzlerce ah ufkun arkasına sindi.
O anda unutma hissine tam teslim olacaktım ki
Bu perişan manzara bir kez daha hatırlattı ihanetini...
Yaptıkların gün yüzüne çıkmaz mı sandın?
Bu geminin dışında mı sandın kendini?
Hesap günü geldiğinde
nasıl sırra kadem basacaksın, söyler misin?
Olanların vebalini o zaman kime yükleyeceksin?
Kayıt Tarihi : 24.7.2019 01:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ben senin gibi vurdum duymaz olamadım!
TÜM YORUMLAR (1)