ey cihan banu! ...
neden hüzün yine gam telinden çalıyor,
vahası yeşermez tenha gözlerin neden kızıl tan
bilirsin, koklayamam bu küskünlük havalarını
zorlasam da bakamam ahu yanığı gözlerine
dudaklarında bin haklı sitem
Besm-i Gülizâr / Aşk-ı Efzâ makamından soluyor…
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu yüreğin ezelini bilirim, ebedi olsun.
İnandığımı bilmek yetiyor bana. Ve bilmek inandığın değer(ler) in ölümsüzleşmesini. Tebrik ve sevgimle can.
BU ŞİİRİ KAÇ KİŞİ BAŞTAN SONA OKUR VE ŞAİİR OLMAYAN KAÇ ADAM BUNDAN NE ANLAR hayır asla benimsiyemedim bu iş böyle olmaz bu şiirleri anca evde kendiniz okursunuz on şiir anlayışı bozuk şairmiydiniz siz
Kutluyorum Sevgili Esra
Bu emek haketti başarıyı..
Yürekten kutluyorum.
Sevgilerimle
Eveet, dereceye gireceğini umuyordum, yanılmamışım...
Kutluyorum, daha büyük ödüllere imza atmanı diliyorum..
Can kardeşim;
Radyo GÜLLÜK adına tebriklerimi ve başarı dileklerimi sunuyorum.
Mustafa CEYLAN
Can kardeşim;
Radyo GÜLLÜK adına tebriklerimi ve başarı dileklerimi sunuyorum.
Mustafa CEYLAN
Yaprak gibi titredim okurken...
Sevgiyle kutlar, başarılarının devamını dilerim...
Nurdan Ünsal
bir bayanın yazacağı türden şiir değil bu... altında mutlaka bir bit yeniği vardır..
siiriniz dereceye girebilecegini tahmin etmistim... inanin cok sevindim isminizi görünce..tekrar tekrar kutlarim... yasar aydin
Ne demiş Ziya Gökalp;
.....................................
'Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize,
İstanbul konuşması
En sâf, en ince bize.'
................................................
Bu memleketin Yunus'u vardı, Karacaoğlan'ı vardı,Veysel'i vardı, Nazımı vardı, Kısakürek'i vardı... Niye eserleri dillerde dolaştı durdu biliyor musunuz? Türkçe yazdıkları ve söyledikleri için, kaç kişi kaldı Divan edebiyatıyla konuşup yazan.... Diyeceksiniz ki onlar da bir kültür mirasıdır. Doğrudur, elbette kültür mirasıdır, o dönemde gerekli bir yazma türüydü.hele sarayda... nedim gibi, Baki gibi...Ama şöyle düşünün, eskiden yollarda at ile giderdik, at ile gitmek güzel diye arabaya binmeyelim mi? devamlı atla mı gidelim..? Bir fıkrayla söylemek isteğimi anlatmak ve bu şiiri derceye koyanlara bir fıkra ile selamlamak istiyorum... Derece için de olan olmuş, kutlamaktan başka bir şey gelmez elden diyorum...
............................................................................
Vaktinde bir molla İstanbul'da tahsil görmüş, şiirdeki gibi konuşmaların kendini yücelttiğini sanıyormuş,(bugün bu şiirde görüldüğü ve afişlerde levhalarda ingilizce hayranlığı gibi) Bir gün Anadolu'da bir köye gitmesi gerekmiş. O yıllarda eşek bir ulaşım aracı.Binmiş eşeğine,yol uzun gide gide yorulmuş, eşekten inmiş , eşeği bağlayıp bir gölgede dinlemeye başlamış ve uyumuş.Karşıda bir köylü çift sürmekteymiş.Uyandığında bakmış ki eşek yok, köylüye yaklaşmış;
__Hazret ! Bizim himar efendi firar eylemiş, sizce vaki oldu mu ? demiş.
Köylü şaşırmış, bizim hazret daha yüksek sesle aynı sözcükleri söyleyince bu bana kötü birşeyler söylüyor sanmış ve övendiresi ile bir iki atınca bizim hazrette şafak atmış;
__Benim eşek kayboldu, gördün mü acaba ? demiş... Köylü de ;
_ A be kardeşim şunu baştan doğru anlatsan da dayağı yemesen olmaz mıydı ,diye cevap vermiş.....
.........................................................................
Sanırım arif olan anlamıştır...
Bu şiir ile ilgili 131 tane yorum bulunmakta