Ve Putların İçinde Ölümü Göreceksiniz

/Şehrin tenha yerlerine yasladım
Denizin üstüne düşen yağmurları
Ve her yağmurdan sonra
Islanmış bedenimi güneşe gerdim…
Martılar ağladı /

Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar
Çürüyen dişlerimi gülümseyen abuhava sandınız
Urbalarım daha değerliydi
Elimde taşıdığım çanta
Zulamdaki kirli çamaşırlar
Tırnaklarımın törpülenmiş oluşu
/Kanatmayan yerlerimi hoş karşıladınız/
Akşamları iş çıkışı solgun gözlerime bakışınız
Tanrılara verdiğiniz kaygılar kadar ürkek
Mucize bekleyen dualarınız gibi korkak
Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar

Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar
Çeşmelerde yıkadığınız elleriniz dokunmayacak bana
Solgun bulutlar resmî geçit yapacak gözlerinizde
Dağların doruklarında asılı kalacak şarkılarınız
Hiçbir bando marşınızı çalmayacak
Kuru sıkı ateşlerin arasında
Çökmüş avurtlarınızda içilmiş sigaraların yasını taşıyacaksınız
Anneler yasınıza siyah tülbent bağlarken
Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar

Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar
Türküler söylemeyeceğim sizin adınıza
Şiirler ezberlemeyeceğim
Kahramanlarınızı götüreceğim Kaf dağına
Yanıma itirazı oyasız kabullenişlerinizi alacağım
İlkin elif yazacağım
Sonra lâm
Sonra he
Ve bismillah diyeceğim
Gözlerinize ay düşerken en karanlık yerden
Altın örtülü rosella seslenirken düşlerinize
Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar

Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar
Mezatlara pazarlıksız gireceksiniz
Kendi ölümünüzü alan çıkmayacak
Devletin mührü imzaya açılacak müruru zaman
Firavun tezlerini rüzgâra söyleyecek
Ve putların içinde ölümü göreceksiniz
Yeniden dirilmek için vakit çok geç
Elvis’in plaklarını dinlemeye devam
Kara gazozların reklâmı arasında
Uçağa binmek için sıraya gireceksiniz
Aranızda olmayacak yüreğim
Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar

Ruhumu kaçırdım sizden ey insanlar
Kaşınacak çatal kaşlarınız
Böbürlenen dudaklarınız kaşınacak
Bir güvercin konacak avuçlarınıza
Avuçlarınıza konacak bir güvercin
Bekle demeye dili varmayacak yârin
/Yârim evvel zaman içinde bir rüya/
Geçmiş olacak ruhlarınız bedenlere indiğinde
İskenderiye’de bir fener yanacak
Bir Finli ağlayacak kuzeyde
Asya’da bir çocuk
Afrika’da bir zebra
Amazon’da bir timsah
Ve ülkemde Anadolu
Ve güneş doğacak
doğacak
doğacak
Kucaklanacak
sımsıcak
Yeniden doğan
Ruhumu sizden kaçırdım ey insanlar

/Şehrin üstüne ağladı gözlerim
Arzuhâlim sen söyle kethüda… /