Bir iniş ve bir çıkış yaşam
Ve bir tepe benim tırmandığım
O çıkışın verdiği hazla iyice inatlaştığım...
Bilirdi mantığım,
Haz arttıkça acı verecek iniş.
Ve verdi de o inanılmaz acıyı!
Dayanmaz yürek, iniltilerin tınısı sarsar
Öyle ki, göğün sonsuz karanlığı kaplar alacakaranlığı
Bir mevsim ölür, bir gece batar, yeni bir gece doğar;
Daha karanlık, daha iniltili...
Ve gözüm yemin eder ağlamamaya
Göğüslerimden akar yaşım
Süzülür yanaklarım yerine bedenime
ve o dört melek bile şaşar kalır;
'Sevdan kadar büyük acın' derler
'Ve kalbin kadar hırpalanmış bedenin'
Özleme yetim körelir ve yerini bir pırıltı alır
O bir ışık karanlığın son örütüsünde
Bir akis olup göz kırpar
Bazen büyük sarı bir misket,
Bazen de bir toz zerreciği ciğerimde
Ve o dört melek bile şaşar kalır...
Derler ki;
'Sevdan kadar büyük hayal gücün'
'Kalbin kadar hırpalanmış sevgin'
Ve ben onlara cevap veririm;
'İsyanım kadar büyük acım'
'Kalbim kadar hırpalanmış tüm yetilerim'
Ve ölüm sessizliği çökünce gürültülü hatıralara
Ben, ben olmaktan çıkınca, benden öte
Tek isyanım ve onun acısı kalır bedende
Hatta bedenden öte...
Giden Selen'e
Gülay YıldızKayıt Tarihi : 23.9.2003 23:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılarımla
İbrahim Tolga Özsoy
TÜM YORUMLAR (2)