''Kız Kulesi'' doğum günü için...
''Tercih ediyorum ki şiir zurna sesi olsun taki ninni! ''
A. Şamlu
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
sır sır sızlıyorum
sızının sırrıyla
yer yer yeriyorum
yeryüzünün yüzünü
zer zer duruyorum arzda
kimsesiz ölümlerden
kalabalılar sağarak
kız kulesi bir düş
o maviye düşüş
yılandan üzümden
ve tüm detaylarından
geçildiğinde
ser sefil bir düz mavi
ortası dikit
@..
Merhaba sevgili Behruz...(nereye baksam şiir oluyor…)güzel eserinizi zevkle okudum...ve şiir adına söylenmiş ne varsa...senin gibi yüreklere değmeli...her geçen gün..(.inanmaktayım)...insanın artık ne kadar çok (üzgünüm ama) kirletildiğini ve farkında olmadan severek razı olduklarını...şiirlerin ayrı bir masumiyeti vardır...insan eli değmemiş sanki de...kendiliğinden yazılmış...bir şey hissettim...doğaçlama yazdığınızı düşünüyorum..hani oturup sayfalarca yazarızda...bir kelimesine dokunmayız..bilmeden başını..sonunu..hiç hesap etmeden...kendisi nasıl isterse öyle biter ya!...onu hissettirdin ...ne kadar güzeldir...hissettirebilmek...sevdim seni de...rahatça bereber yürüyebiliriz gibi geliyor...şiirlerimize dokunmadan..bırak ellesinler....burun kıvırsınlar...biraz daha ışığına dokunsunlar...hep olduğun yerde ve güzelliğinle tertemiz kal...sevdim şiirini ve şairi Behruz Dijurian'ı
içimze yaptığımız yolcluklar,şiir,deniz ve hüzün...
baştan çıkmam için yeterli nedenler...
sadece kadınlar baştan çıkarmıyor
seni okurken anladım dost...
Bu şiir Behruz Dijurian'ın yüreğine tutulmuş bir ışıktır.
Bakın,görün...siz bakmayın günün şiirinde olduğuna aslında bir ömrün şiiridir bu bir ömrün!
Behruz Bey, mesajınızı şimdi gördüm. Muhtemelen ben yazarken siz de yazıyordunuz. Aslında mesajınızı görmem iyi oldu. Bir anlamda şiirinizin ilk bölümünde takılıp kaldığım kurgu hatasının aslında (zaruri olarak) bir kurgu hatası olmayabileceğini, Türkçe ile ilgili (çok fazla kalmış olmasa da) bir miktar sıkıntınızın bulunduğunu anladım yazdığınız metinden.
Şu ilk paragrafta söylediklerimle sizi kesinlikle takdir ettiğimi bilmenizi isterim. Var olduğunu düşündüğüm dil sorununu çözmeye çok uzak olmadığınızı da yine aynı metinde görmek güç değildi çünkü. O halde bunu bir yana bırakıp şiir hakkındaki görüşümü modifiye ediyorum:
Şâir eğer Türkçe ile sıkıntısını tam olarak giderememişken böyle yazabiliyorsa, Farsça şiirlerini okuyabilmeyi isterdim.
---------------------------------------
Orada ilginç bir cümle vardı:
Başkalarının aynaya baktığında gördüğünü, duvara bakınca görmek...
Onlar kendi iç dünyalarını anlatabilmek için kendilerine tutacak bir aynaya ihtiyaç duyarlar fakat şâir herhangi bir yere bakmasa, (hatta, basitçe) gözlerini kapatsa bile onların görebildiğinden çok daha fazlasını görebilir mi demek istediniz bu sözle?
Bugün sayfanın görülmeyen yüzünde gördüğüm şey rahatsız ediciydi.
Tam anlayamadım. Acaba birileri birilerine ''Dünya elbette dönüyor olamaz, bunca kitabımıza karşı mı çıkıyorsun, biz ne kadar kitap okuduk biliyor musun?'' mu diyordu?
Veya birileri (yine) birilerine ''Senin isminden şâir olamayacağının belli olduğunu ne zaman anlayacaksın'' diye mi îmâlarda bulunuyordu?
Yoksa birileri ''Onun bu isimle iyi bir şâir olmasının kaçınılmaz olduğunun farkında değil misin?'' diye mi soruyordu?
Kimse iyi şâir değil veya olamaz demiyor. Ama Xalide Hanım'ın nazik açıklamasına rağmen ilk bölümde gayet ciddi bir ifade zaafı var. Noktalama işaretlerine kafamda kırk takla attırdığım halde bu sorun çözülmedi. Özetle demek istiyorum ki...
------------------
Diye başladım Türk gibi...
Uzaktan nal sesleri duydum...
Bilimseverliğim tuttu:
------------------
Aslında söylemek istediğim tam olarak bu değildi. Bakın, demek istiyordum ki...
Yani...
Ben de yemeklerime (büyüklerimden öyle duyduğum için) sürekli az miktarda mürekkep dökmüşümdür...
Beni yanlış anlıyorsunuz...
Yes, it sucks...
La prömiyer parti
لحسن الحظ أنا آسف
------------------
Kapıda tekmenme sesleri duyunca dantelliğe vurdum işi:
------------------
Bir hışımla geldi geçti
-- Peh peh peh
Kiziroğlu mustafa bey
-- Hey hey heeey
Şu dağları deldi geçti
Ağan kim paşan kim
Hanım kim nigar kim
-- Kim kim kim kim
Kiziroğlu mustafa bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu
------------------
Bir gün daha geçti
Yine sensiz
Aşkım ağlıyor bak
Sessiz sessiz...
------------------
Sen de elâleme hakaret etmeden yazmayı öğrensene biraz!
Dedim nihayet.
beynimin merdiveninden
………………………….. iniyor
…………………………………anılar/ çocukluğum kadar değil, çocuklar geçmiş bilmezler /ta gençliğim kadar:
ve annem ki nasıl da ikizidir tebessümü Mona Liza’nın
ve ‘çayın soğuyor abi’ diyen
nefesi güzel kardeşim (1)
boş bir bohçaya sarılmış umut
ve saçları daha uzun benzerim kapıda hazır
sonu hüsran olan bir yolculuktan daha kötü ne var? !
ve babam ki diyordu: ‘olsun değer,
bir an için bir ömür’
...
her dizesinde insan her dizesinde şiir
ne kadar azalmışız kendimizden
ahh
üstümüze başımıza bulaşan kibir
maddenin esiri olmuş ruhlarımız
ne kadar yavan bir dünya
ne kadar kurak ve çoraklaşmış insan denilen varlığın mayası
beğenerek ve imrenek okudum
insan ve şiirin iç içe geçişi ancak bu kadar anlatılırdı güzel bir dille
usta kalemi kutluyor
seçkiyi kutluyorum
saygımla
Tebrikler Muhterem Doıst.
Harika ve düşündürüğcü bir şiirdi.
Seyfeddin Karahocagil
Bir üye arkadaşımız içn sarışınlığından, ve yeşil gözlü oluşundan başka bir şey yazmamışsınız diyorsunuz bir yorumunuzda...Ya siz beyefendi sizin niçin hakkınızda kimse bir şey bilme hakkına sahip değil...
Burada bir çok insanın ismi dahi gerçek smi değilken, ve dekendi hakkında hiç bir bilgiyi pylaşmamışken sizin ayrıcalığınız ne de her eyi öğrenmek istiyorsunuz? Bahsettiğiniz kişi bir şairdir edebiyat öğrencisidir...Belki sizde prof doçent falan olabilirsiniz...Benim için kıstas, kişinin insan olması ve kişiliğidir ilmine ve makamına da saygı gösteririm; lakin kişiye makamının verdiği titre de önem vermem...Benim fikirlerim kaale alınmayabilir ama edep erkân böyledir. Neyi paylaşamıyoruz Allah aşkına ayıptır. Ben/se ne kimsenin gönlünün kâhyası, ne de kimsenin avukatı değilim. Değilim de vur abalıya durumları hakaretler sen diyerek konuşan kişiyi aşağıladığını sanan, saygıdan yoksun uslub sahiplerini kınıyorum...Biliyorum şimdi herkes bir şey söyleyecek alaylı laf dokundurmaları bayan kimliğimizden tutun da ideal ve görüşlerimize inancımıza kadar, kişiyi didik didik didiklemekte bir saknca görmeyeceksiniz...Kim hakaret içeren sözlerle cevap yazmayı düşünüyorsa şimdiden kendisine iade ediyorum...Edeplice tartışanlar olursa hodri meydan diyorum...
İnternete, dolayısıyla şiir sitelerine çok fazla girmediğim için dostların şiirlerini ve bu arada 'günün şiiri' adı altında yayınlanan şiirleri takip etme şansım pek olmuyor. Ancak bir tesadüf eseri bugünün şiirini okudum. Şair Sayın BEHRUZ DİJURİAN'ın oldukça anlamlı şiiri 'günün şiiri' sayfasına şahane bir tablo gibi asılmıştı. Önce şiiri, sonra da yapılan yorumları (kimileri şiire, kimileri şairin kişiliğine idi) dikkatlice okudum. Değerli şairin olağanüstü bir bilgi ve kültüre sahip olduğunu, insani değerlerinin çok yüce olduğunu ve harika bir kişiliği bulunduğunu bilmek gerekir. Ki, sadece bu şiirinde değil çıkan kitabına ve içindeki (uzun- kısa) tüm şiirlerine bakılırsa Behruz Dijurian satırlar arasından okuyucuya gülümseyecek sağlam ve dürüst kişiliği ile onları selamlayacaktır... Şiire olumlu ya da olumsuz yapılan tüm yorumlarda da herkes kişiliğini net bir şekilde ortaya koymuş zaten. Bunlar Dijurian'ı yaralamaz ama üzer çünkü yanlış anlaşılmak ya da anlaşılmamaktır insanı korkutan...
Şiiri baştan sona kadar okuyup ne kadar önemli ve derin konuların oldukça güzel bir tarzda sıralandığını ve asla geçişlerde kopukluk olmadığını ve anlatılanların çok önemli olduğunu görmek lazım...
Şiir bir barış şiiridir. İçinde aşk, sevgi, sadakat, hüzün ve gerçek yaşamdan kesitlerle layık olduğu yerdedir...Şiirde kimse yargılanmamıştır, şiirde çok önemli bir sorumluluk üstlenilmiştir.
Şiirde eğer küçük çapta yazım hataları ya da anlam kaymaları gözlenmiş olsa bile; şairin, bir TÜRK ŞAİRİ değil, İRAN ŞAİRİ olduğunu unutmamak gerekir. Ki, ayrıca TÜRK Diline de oldukça vakıf bir arkadaşımızdır, çeşitli dillerden TÜRKÇE'ye çok sayıda kitap ve çeşitli eserler çevirmiştir. Kısacası Her şeyi ile dolu bir insandır...Şiiri de diğer yazı türlerini de en anlamlı ve en güzel şekilde okuyucuyla buluşturmaktadır. Geleceği çok parlaktır, dünya şairleri arasına girecektir ve bunu da herkes görecektir...
Şiiriniz harikaydı değerli şair dostum. Başarılarınız bitimsiz olsun...
Bu arada, büyük bir emek ve özveri sonucunda o muhteşem 've Kalp ve Kovan ve Kız Kulesi'
adlı şiir kitabınız için de sizi en değerli duygularımla tebrik ediyorum...Yaşamınızda hiç susuz ve güneşsiz kalmayın...
Bu şiir ile ilgili 49 tane yorum bulunmakta