'Ve İnsan Kendini Yarattı' Yazım

Ahmet Bektaş
829

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

'Ve İnsan Kendini Yarattı' Yazım

Ve İnsan Kendini Yarattı

Her şey “Keşif” ile başladı! Keşfedilmeyen “Yok” hükmündedir.
Keşif aşamaları var. İlk aşama bir şeyin var olduğuna inanmak. Sonrası onun üzerine bina edilir. Ay’ın göze görünmesi ve yeryüzünü etkilemesi elbet keşfinin ilk aşaması. Bu keşif önceleri sadece bilgi olarak vardı, varlığı elbet biliniyordu ama mahiyeti sadece teorik idi. İnsanların gidip oradan toprak getirmesi pratik oldu.

Hz. İbrahim'e (a.s.) "Lâ uhubbil âfilin", (batanı istemem) şeklindeki arayışında saklı insanın kendini keşfi. Yunus’un “İlim kendin bilmektir” hakikatiyle hem kendini bilmek hem de “Kendi” bilmek istediği için “Rab” arayışına giriyor. Yani daha öncekilerin söylemlerini de alabilirdi, etrafındaki insanlara sorsa kadim bir çok bilgiyi ona verebilirlerdi! O dönemde eski kaynaklar Nuh ve sonrası kaynakları vardı. Hatta tahrif edildiği dahi sonradan söylendi bu kaynakların. O zaman için pek ala kabul edilip huzur içinde yaşayabilirdi İbrahim peygamber. O daha önce yapılmış arayışları reset edip, bilgileri sıfırlayıp bizzat kendi bilmek istedi. Keşif budur işte. Hazıra inanmak keşif değildir. Bize ta o zamandan fikir vermiş aslında hazıra konmayın siz de batıl fikirler için "Lâ uhubbil âfilin" deyin ki hakikati bulasınız.

Hallac-ı Mansur ise "Enel Hak” derken, İbrahimi bir yolu takip etmek istemiş yani bizzat kendi algısını kullanmış ve vardığı sonuç. Bu olmuştur. “Rab” arayışında kendini bulmuş ve o noktada ya kendisi var ya Allah var. O da kendi fani varlığından vazgeçip "Enel-Hak” demiş ki bu “Ben yokum Hak var” şeklinde anlaşılmalıdır; “Hak yok ben varım” deseydi küfre girecekti ve onun asıl kastını anlamadıklarından küfre girdiğine hükmetmişler. Hoş günümüzde küfre girme hakkı yok mu insanın, o zaman da vardı ama egemen olanlar daha güçlü ve zalimdiler!
"Enel-Hak”; burada bir şahıs var bir de isim “Hak” isim, diğeri “Ben” zamir. İsime zamirle işaret edildiği için İsim aslen var, zamir ona işaret. Yani ortada bir zat var o da işaret edilen “Hak”! Bakınız “Hak benim” deseydi küfre girerdi. Ama o “Ben Hak’ım” demiş. Birincide “Hak”ı kendine almak var. “Ahmet benim” dediğimde kendimi kast ederim. “Ben Hak’ım” dediğimde Ahmet kalmaz Hak vardır! İkincide “Enel Hak” da ise kendini Hak’a katmak var. Mevlana şirinde “Bugün Ahmet Benim” derken “Ahmet” ile “İnsan”a işaret ediyor. “Herkes bugün ….. benim” demeli. “An”da yaşamak adına, boşluğa ismini yazarak… Dağıtmayım onu bile anlamamışlar.

İnsan kendini keşfettiğinde varlık alemine kapı açılır. Ya “Ben varım” diyecek ya da “Ben O’ndanım” diyecek. Tercihe ilişilmez. Ben “Ben” olarak varım. Bu “Ben” O dur. Yani ben O’yum. Kendini keşfedemeyenler ise “Rab” arayışını tamamlamamıştır.Yani hem kendi vardır, hem de Rab vardır. Bu da ikilik, şirk olur ki bundan kurtulması İbrahim ve Hallac’ın seyrinde saklıdır.

Son tahlilde; “İlim kendin bilmektir” insan kendini bilecek ama bizzat kendi bilecek. Bal yiyen adamın ağzını şapırdattığına bakıp da “Bal tatlı” demeyecek, parmaklayacak ki balı tadından bahsedebilsin. Tatmamışsa susacak. Sait Nursi’nin Risalelerinde okuduğum bir söz ile sonlandırayım; “Hazmedilmeyen ilim telkin edilmemeli”. Hazmetmeden bize eski zaman ilimlerini telkin edenlere, hatta dayatanlara ne demeli? Vebal var! İbrahim peygamberin açtığı Hallaç ile devam eden bu “Bizzat şahit olma” konusunu da ciddi düşünmeli.

Saygılarımla,

Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş
Kayıt Tarihi : 19.11.2012 01:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İnsan kendini keşfettiğinde varlık alemine kapı açılır. Ya “Ben varım” diyecek ya da “Ben O’ndanım” diyecek. Tercihe ilişilmez. Ben “Ben” olarak varım. Bu “Ben” O dur. Yani ben O’yum. Kendini keşfedemeyenler ise “Rab” arayışını tamamlamamıştır.Yani hem kendi vardır, hem de Rab vardır. Bu da ikilik, şirk olur ki bundan kurtulması İbrahim ve Hallac’ın seyrinde saklıdır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Bektaş