Bulutlar neden bu renk ve rüzgâr neden taa tepeden dökülüyor başıma?
Neden “neden”lerin içinde de ayrı nedenler pusuya yatmış?
Neden çığlık çığlığa geçiyor üstümden kuşlar; yangın yerinden geçer gibi...
Ve neden kaçırıyorlar seni uzaklara? ..
Ben, bütün mektuplarımda “kendimi” gönderiyorum parça parça;
Her zerrem koklasın diye seni...
Ben, her satırı senin için yazıyorum;
Senden öğrendim diye her harfi! ..
Kesilirken bütün ağaçlar kesiliyor ağaçlarım.
Bütün dallar kırılırken dallarım kırılıyor...
Bütün ocaklar yanarken kor sıçrıyor yüreğime...
Ve gönlüm;
Kışa dönüyor.
Mevsimler ifadesiz, mevsimler renksiz ve mevsimler tıpkısının aynısı! ..
Mevsimler aynı tavuğun bir folluğa bıraktığı dört yumurta gibi;
Hangisini kırsan yapış yapış ve kasvet sarısı! ..
Gülüşlerin açtığı,
Ve çiçeklerin güldüğü bir mevsim vardı, değil mi?
Ve “güneş” dedikleri bir şey! ..
Hani bütün dalların üzerinde yemyeşil yapraklar olurdu da serçeler saklambaç oynardı aralarında...
Hani kelebekler; rüzgâra kapılmış ebrûlar gibi savrulurdu havada.
Hani, nerde bu “hani”ler, ve neden şimdi ben garkolmadayım renksizliklere?
Neden nokta nokta damlıyor tenime hazan yaprakları? ..
Neden soluk soluğa ve çığlık çığlığa kuşlar, yangın yerinden kaçar gibi; seni kaçırıyorlar uzaklara?
Ve neden her mektubumda bir parçam eksiliyor?
Kesilirken bütün ağaçlar, kesiliyor ağaçlarım.
Bütün dallar kırılırken dallarım kırılıyor.
Ocaklar yanarken kor düşüyoryüreğime...
Ve gönlüm; Kışa dönüyor.
Kayıt Tarihi : 13.6.2002 16:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!