Önce;
Apansız bir şimşektir,
Yokluğunun sızısı.
Çakar,
Mahmur gözlü yalnızlığımın üstüne.
Çakar da
Duvara çiviler şavkı,
Ruhumun gölgesini.
Sonra;
Dev bir yıldırımdır,
O sızı.
Düşer küçücük yüreğime,
Düşer gökyüzünü parçalayıp.
Ve bir kırkikindiler başlar gözümde,
Kırkıncı gün hep kayıp...
Kırkıncı gün hep kayıp.
20.01.1997
Sadi AtayKayıt Tarihi : 19.6.2009 20:57:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve adım gibi bilirim; şair diye sıfatlanmak, iyi bir insan diye anılmanın, olmazsa olmazlarından biri hiç değildir...
Sen iyi bir insansın sevgili Sinyali Hoca' m...
Sen iyi bir dostsun...
mültefit ve hüsn dolu sözlerinize teşekkürler
saygılar
Sinyali...
Sinyali...
Meğer anlatılabilinmesi ne zor imiş;
Eğer 'antoloji.com' bir kütüphane ise; O en kapsamlı kitabıdır diyecek oldum önce...
Yok, yok... O başlı başına bir kütüphane.
'Antoloji.com' bir gemi ise eğer; O bu geminin biricik pusulası...
Bir ilim dergahıyla bir tutacak olsak 'antoloji.com' u; O bu meclisin fikri yere en sağlam basan mürşididir...
Ve benim haklı şüphelerim var: Sanırım O akademik ünvana sahip birisi... Öyle olmasa da ne değişir ki; ilim etiketlerin arkasında değildir. Benim için O zaten 'Ord. Prof. Sinyali Hoca' dır.'
...
Meğer anlatılabilinmesi ne zor imiş...
Sinyali...
Sinyali...
Sinyali...
SADİ ATAY (Adana, Bay, 43)
7.4.2010 01:02
'HAKKIN(IZ) DA YAZILANLAR' bölümüne böyle yazmıştım haklı olarak...
'Ve benim haklı şüphelerim var.' Derken iyi bir şair olduğunuz konusundaki şüpheme özellikle yer vermemiştim.. Çünkü biliyordum; er veya geç gayri ihtiyari dışa vuracaktınız bu vasfınızı da... Ve ben sabırla beklemeye razıydım... Ki güzellikler beklemeye değerdi..
Ne saadet ki; bu bekleyiş uzun olmadı...
Ne saadet ki; bu dışavurumun onurlu evsahipliği benim şiirimin bahtına düştü.
Evet... Ben istedim yaptığınız güzel oyunu, ilgili şiirin yorum bölümüne taşımanızı. Çünkü güzellikler paylaşılmalı bence... Oysa yazdığınız mesaja mesajla cevap verecek olsaydım, güzel şair ruhunuzdan taşan bu güzelliği sadece ikimiz paylaşacaktık... Buna da benim gönlüm hiç razı olamazdı.
Şimdi aklıma geldi belki öncelerde de vardı bu dışavurum... Rutin olmasa da ara sıra bakıyorum şiirlere yaptığınız yorumlara... Geriye doğru okuyarak epey zaman geçiriyorum... Diyeceğim o ki; eğer yeterince geriye ulaşamadımsa ve ya buna benzer bir dışavurum var da ben atladımsa affedin beni...
Şair ve şiirden bahsedecek olursak;
Genelleme yapmak gerçekten benim boyumu aşar... En iyisi mi ben kendimden bahsedeyim biraz... Ki böylece sizin kaliteniz daha bariz ortaya çıkar sanırım..
Ben bir şairciğim; Her zaman (şükürler olsun O' na) mutlak sanatçının varlığına inandım... Ve O' nun sanatının idrakinde olmaya çaba gösterdim... O' nun sanatına tutkun olduğumu her fırsatta dile getirdim... İşte benim yaptığım O' nun bahçesinden güller derlemekten başka birşey değildir... Zekamın yettiğince, ruhumun ulaştığınca keşfederim, derlerim, demetlerim, koklarım... Ve aldığım hazzı paylaşmak isterim... Bunları yaparken de (açıkçası) çoğu zaman hangi normlarda yaptığımı bilmem. İçimden geldiği gibi... Hani çoban ressamlar vardır ya...
Gerçek sanatçı ise derleyip demetlemekle yetinmiyor işte... Diyor ki: Bak bu demetlenen güllerin kokusundan başka özü vardır, özsuyu vardır... Bu gül demetinin bir ruhu vardır...
Güllerin estetiği vardır ama bu güllerin elektronu vardır... Nötronu, protonu vardır... Ve iyice bak... Bak ki; nötronun da elektronun da bir estetiği vardır...
Hepsinin ötesinde de tevazu gösterir de gerçek sanatçı, yaptığı sanata 'oyun' der...
Dedim di ya; meğer anlatılabilinmesi ne zor imiş...
Sinyali...
Sinyali...
Sinyali...
************************************************
Yorumunuzla yorumum beraber dursun istedim... Yorumu yoruma bağladım :)
Sadi Atay
************************************************
Ve Bir Kırkikindiler Başlar Gözümde
bu şiirinizle bir oyun oynadım sevgili şair..acaba dedim ne kadar harfi atsam yine de anlam hissi verecek bir metin kalır elimde...hiç bir şey ilave etmeden değiştirmeden sadece bir heykeli yontar gibi bazı harfleri soyarak
haberiniz olsun istedim şiirinizle oynadığım oyundan
şahsinıza özel mesajımı aynen kopyalayarak ve verdiğiniz izni dayanak tutarak buradayım işte oynadığım oyunla...
sevgilerimle...
:)
De
An şimşek,
Yokluğun.
Mahmur göz, yalnızlık üstü.
Dev yıl,
Sızı.
Yüreğim küçük,
Gökyüzü parça.
Duvar şavk,
Ruhum gölge.
Kırkikindilerde,
Gün kayıp...
Kırkıncı gün
Sadi
******************************************
Şiirin orijinali şöyle idi..
.Ve Bir Kırkikindiler Başlar Gözümde
Önce;
Apansız bir şimşektir,
Yokluğunun sızısı.
Çakar,
Mahmur gözlü yalnızlığımın üstüne.
Çakar da
Duvara çiviler şavkı,
Ruhumun gölgesini.
Sonra;
Dev bir yıldırımdır,
O sızı.
Düşer küçücük yüreğime,
Düşer gökyüzünü parçalayıp.
Ve bir kırkikindiler başlar gözümde,
Kırkıncı gün hep kayıp...
Kırkıncı gün hep kayıp.
20.01.1997
Sadi Atay
bu şiirinizle bir oyun oynadım sevgili şair..acaba dedim ne kadar harfi atsam yine de anlam hissi verecek bir metin kalır elimde...hiç bir şey ilave etmeden değiştirmeden sadece bir heykeli yontar gibi bazı harfleri soyarak
haberiniz olsun istedim şiirinizle oynadığım oyundan
şahsinıza özel mesajımı aynen kopyalayarak ve verdiğiniz izni dayanak tutarak buradayım işte oynadığım oyunla...
sevgilerimle...
:)
De
An şimşek,
Yokluğun.
Mahmur göz, yalnızlık üstü.
Dev yıl,
Sızı.
Yüreğim küçük,
Gökyüzü parça.
Duvar şavk,
Ruhum gölge.
Kırkikindilerde,
Gün kayıp...
Kırkıncı gün
Sadi
Şiirin orijinali şöyle idi..
.Ve Bir Kırkikindiler Başlar Gözümde
Önce;
Apansız bir şimşektir,
Yokluğunun sızısı.
Çakar,
Mahmur gözlü yalnızlığımın üstüne.
Çakar da
Duvara çiviler şavkı,
Ruhumun gölgesini.
Sonra;
Dev bir yıldırımdır,
O sızı.
Düşer küçücük yüreğime,
Düşer gökyüzünü parçalayıp.
Ve bir kırkikindiler başlar gözümde,
Kırkıncı gün hep kayıp...
Kırkıncı gün hep kayıp.
20.01.1997
Sadi Ata
TÜM YORUMLAR (7)