Yetim çocukların gölgesinde uyanıyorum sessiz sabahlara, konuşmadan dilim, yüreğimin sesi yükseliyor semaya aydınlığın gölgesinde kalan yaşamlara isyan ediyorum. Sokak süpürgelerine dönüşen yaşamlar neyi nereye yollandığı belli olmayan hayatlar içindeki yaşanmışlıklar, biz hangi oyunun kahramanlarıyız ya da hangi hayatın sahnesinde rol alan figüranlar.
Güneşin toprağı kurutmasını beklemek gibiydi yaşananlar, güneş yanığı hayatların yaşanmışlıklarında. Elim avuçlarına hasret, bazen sevinç veren bazen de yakıp kül eden hatırlar arasında yaşamaktı.
Gökte bu gece anılardan başka yıldız yok. Yüreğimin arka bahçesine gömdüğüm, giderken bıraktığın sözcüklerini gözyaşlarımla suluyorum. Kaçışlarla saklandığımız duygu kovuklarında zamanın üzerimden geçişini izliyorum.
Görüntün doyasıya dolunca gözlerime gözlerimi kapatıp seni hapsedeceğim ve sonrada çekip gideceğim bu mekândan. Karanlıkların alabildiğince uzadığı senli düşüncelerin gölgelerinde, sensizliği arayış dolu gözlerle akıp gideceğim sonsuzluğa yakın uzaklıklara.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
'İçine hapsetmek sevdiğini... Sonra da bırakıp gitmek...'
Mümkün mü acaba? Mümkünse eğer, O da gelmiyecek mi gittiğin her yere?
Sanırım 'evet....' Bundandır 'gözlerde saklanan cümleler...'
Sürükleyici bir yazıydı Fatma(Deniz) Hanım.. Tebrikler, efendim...
Günler çekilirdi gecelere, geceler ulaşırdı günlere, tükenen ömürdü bu bekleme zamanları ile geceler uzardı uzun uzun sabahlara. Tan ulaşırdı kızıl güneşten sonra dar günlere ve biz hep yaşardık sonsuza kalacak sandığımız sevgide. Bazen sıkıntılar, bazen gülüşler sarardı bedenlerimizi, küçücük mutluluklarımız, küçücük gülüşlerimizle yine ulaşırdı kasıntı ve beden yırtan darbelere ve yine katlanırdık sonsuza uzayacak dediğimiz sevgiyle…
Bir kural vardı aramızda, ne olursa olsun biz bize yetecektik ve yine biz çözecektik dar geçitlerin kasıntı zamanlarını birlikte…
Ve biz bize hep yetecektik birbirimize, bu vazgeçilmez bir istekti…
Belki de bu yaşamımızın en zor taraflarıydı ama biz şikâyet etmez sadece gülüşlerimizi yapıştırırdık her şeye rağmen yüzümüze…
Çoğu zaman baş edemediğimiz olaylarla ağlardık sabahlara kadar, yollar biterdi ağlayışlarımız hep sürerdi, sonunda çıkış yok değimiz anlardan bir çözümle ulaşırdık yine de minik gülmelerimize…
Mustafa yılmaz
ant+10
// Ve bense senli cümleleri gözlerimde saklıyorum...// Kalemden yansıyan yürek sesinin en güzel vurgusu; Aşkın girdabındaki yürek sesinin, senfonisi gibiydi.....Kutluyorum Deniz hanım...Selam ve sevgilerimle. Esen kalınız.
Sn: Deniz,
Bu güzel eserinizi,
Beğeniyle okudum.
Yüreğine salık
Kalemin daim olsun.
Başarının devamını diliyorum.
Dost kalemi kutlarım.
Nice güzel paylaşımlara.
Sevgi ve saygılarımla....
Kelimelerden yaptığım sevda kuleleri artık temel tutmuyor. Ruhuma katık edeceğim sevdalarda tükendi. Bedeli sormadan tükettik sevdaları, şafağın son ışıklarında sözleştiğimiz şafaklar artık doğmuyor.
Ve bense senli cümleleri gözlerimde saklıyorum...
..........
harika bir mozaik olmuş şiir.her kelimesinde ayrı bir renk ve ayrı bir anlam katılarak,insanı uyutan ve rüya iklimine görüren bir şiire imza atılmış.kutlarım.
Denemenizin konu ve doğru içeriği üzerine söyleyecek söz bulamayınca sadece her denemede sanki daha da kendini bilen, bildiği yolda daha rahat yürüyen kaleminizi kutlamak kalıyor geriye ...
Harika olmuş; kalem usta olunca, yılların tecrübesi ve deneyimleri ile yaşanmış ve yaşanmamışlıklar birleşince bu güzel yazı ortaya çıkmış...
Kalemin daim olsun öğretmenim... Eyvallah... :)
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta