Güz geldi diye sönmez zemheri ayın narı,
Her gönülde yeşerir, sevdanın ilkbaharı.
VE…
Aşkını haykırdığın, kulağımda hoş sedan,
Şaka karışık cilven, gözümde nazın edan,
Derin, derin, manalı bakışın yok mu senin,
Aklını baştan alır, bu halini görenin.
Damla, damla bal akar, konuşurken dilinden,
Dinlemekten başka şey gelmez, kulun elinden.
Yürürken, cümle mahlûk peşinden seyre dalar,
Kimi kendinden geçer, kimini felç yakalar.
Dişler ışıldar, sönük kalır, rengi gümüşün,
Neşe verir insana, tebessümle gülüşün.
Rabbim kalemle çizmiş, yüzünün nakışını,
Okunan yay eylemiş kirpiğini kaşını.
Denizler dalgalanır, gözlerinin renginde,
Cümle âlem boğulur, gönlündeki sevginde.
Gerdanın sahra çölü, göğsünden yayılan har,
Çıkarır gül kokusu, sinelerin ilkbahar.
Geceleri gizlenmiş, perçeminin telinde,
Deste, deste örükler, omzunda belinde.
Kıvrım, kıvrım, kırmızı kristal, bardak camlar,
Dolmuş taşacak, mercan dudağından kan damlar.
Şavkın düşmüş semaya, güneş yandı narına,
Mevsimler boyun eymiş, gülün gülbaharına.
En güzel terennümle öter bülbül, sen gülsen,
Beşer ruküya durur, bir gül için eğilsen.
Şefkatle kucaklarsın, neyin varsa verirsin,
Dersin kimse bilmesin, sadece Allah bilsin.
Lütfedip anla artık, çok seviyorum seni,
Övgünü, mısralara işledim, gül deseni.
El açtın mı huzurdan, boş çevirmez Mevla’sı,
Sen istersin vermez mi, duan yağmur duası.
Bir dua et Rubil’e, artık son nefesinde,
Sevdiği ile olsun, yarın mahşer yerinde.
Kayıt Tarihi : 7.3.2012 17:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!